İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz @ingbilgi Channel on Telegram

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

@ingbilgi


İngilizce ile alakalı yararlı şeyler bulabilirsin, belkiiiii yani kim bilebilir? iletişim @CatPeare

Sohbet için burası bir seçenek olabilir https://t.me/offTopicEng

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz (Turkish)

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz kanalı, İngilizce ile ilgilenenler için harika bir kaynak! Kanalda İngilizce öğrenmek için yararlı bilgiler ve quizler bulabilirsiniz. Belki yeni kelimeler öğrenmek istersiniz, belki gramer kurallarını pekiştirmek istersiniz ya da sadece eğlenceli quizler çözmek istersiniz. İngilizceyi geliştirmek isteyen herkes için bu kanal tam size göre! Kanalda ayrıca iletişim için @CatPeare ile iletişime geçebilirsiniz.

İngilizce öğrenmek sadece eğitici olmakla kalmaz, aynı zamanda eğlenceli de olabilir. İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz kanalı sayesinde hem öğrenirken eğlenecek hem de kendinizi geliştireceksiniz. Eğitimli ve deneyimli moderatörler tarafından hazırlanan içerikler sayesinde İngilizce öğrenmek artık çok daha keyifli olacak.

Eğer İngilizce ile ilgili yeni şeyler öğrenmek istiyor, becerilerinizi test etmek istiyorsanız bu kanal tam da aradığınız yer! İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz kanalına katılarak kendinizi geliştirin ve eğlenceli zaman geçirin. Ayrıca sohbet etmek ve diğer katılımcılarla etkileşime geçmek için https://t.me/offTopicEng kanalına da göz atabilirsiniz. İngilizce öğrenmek hiç bu kadar keyifli olmamıştı!

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

12 Feb, 20:00


Bite the bullet

- acıya göğüs germek

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

12 Feb, 16:00


Talk tɔ:k

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Could you please stop talking?

-- konuşmak (verb)

-- sohbet, laf, hoşbeş (noun)

Cümle çevirisi:

Lütfen konuşmayı keser misin?

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

12 Feb, 12:00


Educate edʒʊkeıt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

It is easier to educate yourself in this technological era

-- eğitmek, terbiye etmek, geliştirmek (verb)

Cümle çevirisi:

Bugün içinde bulunduğumuz teknoloji çağında insanın kendini eğitmesi daha kolay

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

12 Feb, 08:00


discrepancy dɪˈskrepənsi

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The discrepancy between the two reports raised concerns about the accuracy of the data.

-- fark, çelişki, uyuşmazlık (noun)

Cümle çevirisi:

İki rapor arasındaki fark, verilerin doğruluğu hakkında endişeleri artırdı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

12 Feb, 04:00


Rehearsal rəˈhərsəl

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

How come you say that no rehearsal is needed?

-- prova, tekrarlama (noun)

Cümle çevirisi:

Nasıl oluyor da provaya gerek olmadığını söylüyorsun?

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

12 Feb, 00:00


Absence absəns

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Your absence upsets me.

-- yok olan, var olmayan (noun)

Cümle çevirisi:

Yokluğun beni üzüyor.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

11 Feb, 20:00


Snarl snärl

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The dog snarled at me.

-- hırlamak, hırlar gibi konuşmak (verb)

Cümle çevirisi:

Köpek bana hırladı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

11 Feb, 16:00


Disposal dɪˈspəʊzəl

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Disposal of chemicals is necessary.

-- ortadan kaldırma, yok etme (noun)

Cümle çevirisi:

Kimyasalların yok edilmesi gereklidir.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

11 Feb, 12:00


Resent rɪˈzent

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I resent the fact that she didn't invite me to her party.

-- alınmak, gücenmek (verb)

Cümle çevirisi:

Beni partisine davet etmediği gerçeğine içerledim.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

11 Feb, 08:00


Good gʊd

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Do you have any good news?

-- güzel, iyi (adjective)

-- fayda, hayır, iyilik (noun)

Cümle çevirisi:

Herhangi bir iyi haberin var mı?

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

07 Feb, 12:00


Down daʊn

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Be careful, don't fall down

-- altta, aşağı doğru (adverb, preposition)

Cümle çevirisi:

Dikkatli ol, düşme.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

07 Feb, 08:00


Disease də'zēz

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Heart disease

-- hastalık, rahatsızlık (noun)

Cümle çevirisi:

Kalp hastalığı

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

07 Feb, 04:00


Contagious kənˈtājəs

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Many people were concerned about the contagious virus outbreak in the office.

-- bulaşıcı, salgın, yayılan (adjective)

Cümle çevirisi:

Ofisteki bulaşıcı virüs salgını nedeniyle birçok kişi endişelendi.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

07 Feb, 00:00


Always ôlˌwāz

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I will always take care of you

-- sürekli, her zaman (adverb)

Cümle çevirisi:

Seninle her zaman ilgileneceğim.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

06 Feb, 20:00


Break brāk

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I had to break your door

-- kırmak (verb)

Cümle çevirisi:

Kapını kırmak zorundaydım.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

06 Feb, 16:00


Rash ræʃ

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Sugary foods give me a rash.

-- kızarıklık, isilik, döküntü, kaşıntı (noun)

Cümle çevirisi:

Şekerli yiyecekler bende kaşıntı yapıyor.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

06 Feb, 12:00


Indication ındi'keıʃən

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

This gift is an indication of my love for you.

-- belirti, anlatma, gösterge (noun)

Cümle çevirisi:

Bu hediye sana olan sevgimin bir göstergesidir.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

06 Feb, 08:00


Forgo fôrˈɡō

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I had to forgo eating chocolate to lose weight.

-- vazgeçmek, bırakmak, feragat etmek, yoksun bırakmak (verb)

Cümle çevirisi:

Kilo vermek için çikolata yemeyi bırakmak zorunda kaldım.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

06 Feb, 04:00


Delay dɪleɪ

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Can I delay my payment until next week?

-- ertelemek, geciktirmek (verb)

-- gecikme (noun)

Cümle çevirisi:

Ödememi gelecek haftaya kadar erteleyebilir miyim?

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

06 Feb, 00:00


Donor dəʊnər

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

A donor donated his kidney.

-- bağışcı, verici kimse (noun)

Cümle çevirisi:

Bir bağışçı böbreğini bağışladı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

31 Jan, 12:00


Velocity vɪˈlɒsəti

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

High-velocity rifles have advantages.

-- sürat, hız (noun)

Cümle çevirisi:

Yüksek hızlı tüfeklerin avantajları vardır.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

31 Jan, 08:00


Excerpt ekˈsɜ:rpt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

He excerpted from my speech.

-- alıntı, kitaptan & yazıdan seçilmiş kısım (noun)

Cümle çevirisi:

Konuşmamdan alıntı yaptı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

31 Jan, 04:00


Aggregate æɡrɪɡət

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

What is the aggregate of two plus two?

-- toplam (noun)

-- bütün, toplam (adjective)

-- toplamak, birleştirmek (verb)

Cümle çevirisi:

İki artı ikinin toplamı nedir?

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

31 Jan, 00:00


Pageant pajənt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Pageant took place in the welcoming.

-- geçit alayı, geçit töreni (noun)

Cümle çevirisi:

Karşılamada geçit törenine yer verildi.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

30 Jan, 20:00


Break a leg

- şeytanın bacağını kırmak

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

30 Jan, 16:00


Comprehensive kɒmprı'hensıv

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Do you have a comprehensive list of words?

-- kapsamlı, geniş (adjective)

Cümle çevirisi:

Kapsamlı bir kelime listeniz var mı?

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

30 Jan, 12:00


Accomplish əkämpliSH

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Erdem accomplished a lot during his highschool years.

-- başarmak, sonuçlandırmak (verb)

Cümle çevirisi:

Lise zamanında Erdem çok şey başardı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

30 Jan, 08:00


Amplify ampləˌfī

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

He amplified the sound of the guitar.

-- yükseltmek, büyütmek, genişletmek (noun)

Cümle çevirisi:

Gitarın sesini yükseltti.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

30 Jan, 04:00


Give up ɡɪv ʌp

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

No matter what, never give it up!

-- pes etmek (phrasal verb)

Cümle çevirisi:

Ne olursa olsun asla pes etme!

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

30 Jan, 00:00


Perversely pərˈvərslē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

She perversely didn't interoperate with anyone.

-- huysuz bir şekilde, ters bir şekilde (adverb)

Cümle çevirisi:

Ters bir şekilde kimseyle beraber çalışmadı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

22 Jan, 16:00


Peckish pekɪʃ

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I'm feeling a bit peckish. Let's grab a snack.

-- acıkmış, karnı aç, çabuk kızan (adjective)

Cümle çevirisi:

Kendimi biraz acıkmış hissediyorum. Bir şeyler atıştıralım.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

22 Jan, 11:00


Attitude ætɪtu:d

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Berk has a bad attitude against his brother

-- tavır, davranış (noun)

Cümle çevirisi:

Berk'in erkek kardeşine karşı kötü bir huyu var.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

22 Jan, 07:00


Intermediary in(t)ərˈmēdēˌerē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The intermediary was responsible for negotiating the deal between the two parties.

-- aracı, arabulucu (noun)

Cümle çevirisi:

Aracı, iki taraf arasındaki anlaşmanın müzakere edilmesinden sorumluydu.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

22 Jan, 03:00


Twist twɪst

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I twisted two pieces of metal towards each other.

-- bükmek, döndürmek, burkmak (verb)

-- büklüm, bükme, kıvrım (noun)

Cümle çevirisi:

İki metal parçasını birbirine doğru büktüm.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

21 Jan, 23:00


Seldom seldəm

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

We seldom go on holiday.

-- nadiren, seyrek (adverb)

Cümle çevirisi:

Nadiren tatile gideriz.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

21 Jan, 19:00


Plain pleɪn

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

A plain white carpet, nothing but white.

-- düz, sade, yalın (adjective)

Cümle çevirisi:

Beyazdan başka bir şey olmayan düz beyaz bir halı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

21 Jan, 15:00


Amplify ampləˌfī

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

He amplified the sound of the guitar.

-- yükseltmek, büyütmek, genişletmek (noun)

Cümle çevirisi:

Gitarın sesini yükseltti.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

21 Jan, 11:00


Assimilation əsımıleıʃən

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The assimilation of immigrants into Turkish society holds a few doubts.

-- özümseme, benzetme, asimilasyon (noun)

Cümle çevirisi:

Mültecilerin Türk toplumunu benimsemesi birkaç şüphe barındırır.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

21 Jan, 07:00


Hope hōp

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I hope you get better soon

-- beklenti, umut (noun)

-- ümit etmek, umut etmek (verb)

Cümle çevirisi:

Umarım kısa sürede daha iyi olursun.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

21 Jan, 03:00


Associate əsəʊsieıt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I associated the meaning of life with beauty.

-- ilişkilendirmek, bağdaştırmak (verb)

Cümle çevirisi:

Hayatın anlamını güzellikle ilişkilendirdim.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

20 Jan, 23:00


Revelry revəlrē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The revelry at the party lasted late into the night.

-- şenlik, alem, eğlenti (noun)

Cümle çevirisi:

Partideki şenlik gece geç saatlere kadar sürdü.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

20 Jan, 19:00


Exist iɡ'zist

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I did not exist before 1999

-- var olmak, gerçek olmak (verb)

Cümle çevirisi:

1999'dan önce ben yoktum(var değildim).

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

20 Jan, 15:00


Substitute səbstə:tyo͞ot

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I choose you as my substitute, go and talk with the folks!

-- vekil, temsilci (noun)

-- yerine geçmek, yerini almak (verb)

Cümle çevirisi:

Seni vekilim olarak seçiyorum, git ve milletle konuş!

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

20 Jan, 11:00


Cut the mustard

- başarmak

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

18 Jan, 19:00


If ɪf

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

If you try hard you succeed

-- eğer, -sa/-se, şayet (conjunction)

Cümle çevirisi:

Eğer cidden denersen başarabilirsin.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

18 Jan, 15:00


Bliss blis

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Loving cats is a bliss

-- mutluluk, saadet (noun)

Cümle çevirisi:

Kedileri sevmek bir mutluluktur.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

18 Jan, 11:00


Prosecute präsə:kyo͞ot

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Fazıl was prosecuted for murder.

-- dava etmek, dava açmak, kovuşturmak (verb)

Cümle çevirisi:

Fazıl cinayetten dava edildi.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

18 Jan, 07:00


Lead lēd

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Lead the way!

-- yol göstermek, rehberlik etmek, önderlik etmek (verb)

-- öncü, kurşun (noun)

Cümle çevirisi:

Yolu göster!

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

18 Jan, 03:00


Gene jēn

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I took good genes from my mother.

-- gen, kalıtsal öğe (noun)

Cümle çevirisi:

İyi genleri annemden aldım.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

17 Jan, 23:00


Let the cat out of the bag

- sırrı açığa vurmak / ağızdan kaçırmak

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

17 Jan, 19:00


Deny də'nī

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I deny to be denied

-- reddetmek, inkar etmek (verb)

Cümle çevirisi:

Reddedilmeyi reddediyorum.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

17 Jan, 15:00


lane leɪn

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The bike lane is reserved for cyclists only.

-- yol, şerit, koridor (noun)

Cümle çevirisi:

Bisiklet şeridi sadece bisikletçiler içindir.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

17 Jan, 11:00


Coherent kəʊˈhɪərənt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I'm trying to develop a coherent solution for this channel

-- mantıklı, ahenkli, tutarlı (adjective)

Cümle çevirisi:

Bu kanal için tutarlı bir çözüm geliştirmeye çalışıyorum.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

17 Jan, 07:00


Versatile vərsədl

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Büşra is known for her versatile acting skills.

-- çok yönlü, becerikli, değişken (adjective)

Cümle çevirisi:

Büşra, çok yönlü oyunculuk yeteneğiyle tanınır.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

10 Jan, 11:00


Decline dɪklaɪn

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Experts claimed that the birth rate is going to decline in the upcoming years

-- gerileme, düşüş (noun)

-- reddetmek, geri çevirmek, azalmak (verb)

Cümle çevirisi:

Uzmanlar, önümüzdeki yıllarda doğum oranlarının düşeceğini iddia etti.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

10 Jan, 07:00


Decrease dɪkri:s

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Air temperatures are going to decrease in a few weeks

-- azaltmak, düşmek (verb)

--azalma (noun)

Cümle çevirisi:

Hava sıcaklıkları birkaç hafta içinde düşecek.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

10 Jan, 03:00


Down daʊn

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Be careful, don't fall down

-- altta, aşağı doğru (adverb, preposition)

Cümle çevirisi:

Dikkatli ol, düşme.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

09 Jan, 23:00


Find faınd

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I need to find a way

-- bulmak, aramak (verb)

-- bulgu, sonuç (noun)

Cümle çevirisi:

Bir yol bulmam gerek.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

09 Jan, 19:00


Irascible irasəbəl

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The irascible old man was known for his short temper.

-- çabuk öfkelenen, huysuz, sinirli, fevri (adjective)

Cümle çevirisi:

Sinirli yaşlı adam çabuk öfkelenmesiyle tanınırdı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

09 Jan, 15:00


Overwhelm ōvər(h)welm

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Sevgi overwhelms by anything I say.

-- (duygu, durum) kapılmak, etkilemek, gark etmek (verb)

Cümle çevirisi:

Sevgi söylediğim her şeyden bunalıyor.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

09 Jan, 11:00


barricade ˌber.ɪˈkeɪd

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The police barricaded the street to prevent protesters from entering the restricted area.

-- barikat, engel, set (noun)

-- barikat kurmak, engellemek (verb)

Cümle çevirisi:

Polis, protestocuların kısıtlı alana girmesini engellemek için sokağı barikatlarla kapattı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

09 Jan, 07:00


Clarity ˈklerədē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The professor spoke with clarity and conviction, and her students were captivated by her words.

-- açıklık, berraklık (noun)

Cümle çevirisi:

Profesör net ve inançlı bir şekilde konuştu ve öğrencileri onun sözleriyle büyülendiler.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

09 Jan, 03:00


Pressure preʃər

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Workers under a pressure because of long working hours

-- baskı, basınç (noun)

Cümle çevirisi:

Uzun çalışma saatlerinden sebep işçiler baskı altında.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

08 Jan, 23:00


Spontaneous spɒnteɪniəs

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The crowd broke into spontaneous applause.

-- kendiliğinden olan, doğal (adjective)

Cümle çevirisi:

Kalabalık aniden alkışlamaya başladı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

28 Dec, 03:00


Stretch streCH

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I stretched my dress after the wash.

-- germek, uzatmak, gerinmek (verb)

-- esneme, gerinme (noun)

Cümle çevirisi:

Yıkandıktan sonra elbisemi gerdirdim.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

27 Dec, 23:00


Particular pəˈtɪkələr

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

There is no particular reason

-- belirli, belli (adjective)

Cümle çevirisi:

Özel bir sebebi yok.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

27 Dec, 19:00


Long lôNG

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

It's a long story

-- uzun (adjective)

Cümle çevirisi:

Uzun hikaye.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

27 Dec, 15:00


Chase CHās

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Police chased criminals after the robbery

-- kovalamak, peşinde olmak (noun)

Cümle çevirisi:

Polis, soygunun ardından suçluları kovaladı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

27 Dec, 11:00


Once in a blue moon

- kırk yılda bir

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

27 Dec, 07:00


Day deɪ

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

It's a sunny day

-- gün, dönem, gündüz (noun)

Cümle çevirisi:

Güneşli bir gün.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

27 Dec, 03:00


Omit ə'mit

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The manager omitted my name from the list.

-- dahil etmemek, unutmak, çıkarmak, es geçmek (verb)

Cümle çevirisi:

Yönetici, adımı listeden çıkardı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

26 Dec, 23:00


Hoist hɔɪst

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

One day I want to hoist my children up on my shoulders.

-- kaldırma, vinç (noun)

-- kaldırmak, yukarı çekmek (verb)

Cümle çevirisi:

Bir gün çocuklarımı omuzlarıma kaldırıp almak istiyorum.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

26 Dec, 19:00


Money mənē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Money ££, Money ₺₺, Money $$

-- para, sikke (noun)

Cümle çevirisi:

PARA PARA PARA

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

26 Dec, 15:00


Sustain səsteɪn

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I hope I can sustain my morale.

-- devam ettirmek, sürdürmek (verb)

Cümle çevirisi:

Umarım moralimi koruyabilirim.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

09 Dec, 19:00


Proprietary p(r)əˈprīəˌterē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The company's proprietary technology gave them a competitive edge in the market.

-- özel, müseccel, tescilli (adjective)

-- mal sahibi, hissedarlar (noun)

Cümle çevirisi:

Şirketin tescilli teknolojisi onlara pazarda rekabet avantajı sağladı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

09 Dec, 15:00


Whether weðər

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I need to say something, but I don't know whether you're going to like it or not

-- olasılıklar arasındaki şeylerden bahsederken kullanılır, -meyeceğini/-mayacağını (conjunction)

Cümle çevirisi:

Bir şey söylemem gerek ama söylediğimi beğenip beğenmeyeceğini bilmiyorum.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

09 Dec, 11:00


Soup sup

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I like chicken soup

-- çorba (noun)

Cümle çevirisi:

Tavuk çorbasını severim.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

09 Dec, 07:00


Neat ni:t

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

His room looks neat.

-- düzenli, tertipli (adjective)

Cümle çevirisi:

Odası düzgün görünüyor.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

09 Dec, 03:00


Stay steı

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

We can stay in this motel

-- kalmak (verb)

-- kalma, oturma, durma (noun)

Cümle çevirisi:

Bu motelde kalabiliriz.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

08 Dec, 23:00


Exaggeration ɪɡˌzædʒəreɪʃən

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Exaggeration sometimes can be used to make the subject appear ridiculous.

-- abartı ,abartma, mübalağa (noun)

Cümle çevirisi:

Abartı, bazen konuyu gülünç göstermek için kullanılabilir.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

08 Dec, 19:00


Whoever ho͞oˈevər

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Whoever broke the door has to pay for it

-- her kim, kim olursa (pronoun)

Cümle çevirisi:

Kapıyı kim kırdıysa bedelini ödemek zorunda.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

08 Dec, 15:00


Defect dēfekt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The electrical defect caused my pc to burn.

-- kusur, eksik, arıza (noun)

-- döneklik etmek, iltica etmek, kaçmak (verb)

Cümle çevirisi:

Elektrik arızası bilgisayarımın yanmasına neden oldu.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

08 Dec, 11:00


Dispute dispyout

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I am not a person who would dispute cannabis's benefits.

-- uyuşmazlık, anlaşmazlık (noun)

-- karşı çıkmak, itiraz etmek (verb)

Cümle çevirisi:

Kenevirin faydalarına itiraz edecek bir insan değilim.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

08 Dec, 07:00


Chance CHæns

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

You had a chance, and you ruined it

-- olasılık, şans, fırsat (noun)

Cümle çevirisi:

Bir şansın vardı, onu da mahvettin.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

22 Nov, 04:00


Reduce rəd(y)o͞os

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

This shield reduces physical damage fifty percent

-- azaltmak, kısmak (verb)

Cümle çevirisi:

Bu kalkan fiziksel hasarı yüzde elli azaltır.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

22 Nov, 00:00


Delicate delɪkət

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I have something to discuss but it may be a delicate matter for you

-- narin, hassas, yumuşak (adjective)

Cümle çevirisi:

Konuşacak bir şeyim var ama senin için hassas bir konu olabilir.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

21 Nov, 20:00


Find faınd

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I need to find a way

-- bulmak, aramak (verb)

-- bulgu, sonuç (noun)

Cümle çevirisi:

Bir yol bulmam gerek.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

21 Nov, 16:00


Espionage espiənɑ:ʒ

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Neo was involved in espionage.

-- casusluk (noun)

Cümle çevirisi:

Neo casusluk işlerine bulaştı.

eş anlamlı: 'spying'

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

21 Nov, 12:00


Adequate ædɪkwət

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I had adequate time to prepare

-- yeter, yeterli (adjective)

Cümle çevirisi:

Hazırlanmak için yeterli zamanım vardı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

21 Nov, 08:00


Play pleɪ

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

You could play with my hair, but you chose to play with my feelings

-- oynamak (verb)

Cümle çevirisi:

Saçımla oynayabilirdin ama duygularımla oynamayı seçtin.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

21 Nov, 04:00


Acquire ə'kwaɪər

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

You should acquire some knowledge about computer

-- elde etmek, edinmek (verb)

Cümle çevirisi:

Bilgisayar hakkında az buz bilgi edinmelisiniz.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

21 Nov, 00:00


Seldom seldəm

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

We seldom go on holiday.

-- nadiren, seyrek (adverb)

Cümle çevirisi:

Nadiren tatile gideriz.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

20 Nov, 20:00


Conflict kɒnflɪkt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Everything is clear, there is no conflict

-- çatışma, anlaşmazlık, fikir ayrılığı (noun)

Cümle çevirisi:

Her şey açık, herhangi bir fikir ayrılığı yok.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

20 Nov, 16:00


Gene jēn

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I took good genes from my mother.

-- gen, kalıtsal öğe (noun)

Cümle çevirisi:

İyi genleri annemden aldım.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

19 Nov, 04:00


Maim meɪm

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Selami maimed his arm due to lifting heavy things.

-- iş göremezlik hali (noun)

-- sakatlamak, sakat bırakmak (verb)

Cümle çevirisi:

Selami ağır şeyler kaldırmaktan kolunu sakatladı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

19 Nov, 00:00


Achievement ə'CHēvmənt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

To reach my experience today, I have made some achievements in my computer skills.

-- başarı (noun)

Cümle çevirisi:

Bugünkü tecrübeme ulaşmak için bilgisayar becerilerimde bazı başarılar elde ettim.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

18 Nov, 20:00


Remain rɪˈmeɪn

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Despite the troubles around her, she remained calm

-- kalmak, geriye kalmak (verb)

Cümle çevirisi:

Etrafındaki sorunlara rağmen sakinliğini korudu.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

18 Nov, 16:00


Spooky spo͞okē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

My house is spooky, especially at night.

-- ürkütücü, acayip (adjective)

Cümle çevirisi:

Özellikle geceleri evim ürkütücü oluyor.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

18 Nov, 12:00


Shortcoming SHôrtkəmiNG

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Like any system in this world, education system has its shortcomings too.

-- noksan, eksiklik (noun)

Cümle çevirisi:

Dünyadaki her sistem gibi, eğitim sisteminin de noksanlıkları vardır.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

18 Nov, 08:00


Abolish əˈbäliSH

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The government abolished slavery in all of its territories.

-- ortadan kaldırmak, feshetmek, bozmak (verb)

Cümle çevirisi:

Hükümet, tüm bölgelerinde köleliği kaldırdı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

18 Nov, 04:00


Substitute səbstə:tyo͞ot

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I choose you as my substitute, go and talk with the folks!

-- vekil, temsilci (noun)

-- yerine geçmek, yerini almak (verb)

Cümle çevirisi:

Seni vekilim olarak seçiyorum, git ve milletle konuş!

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

18 Nov, 00:00


With wiT͟H

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I am happy with you

-- ile, beraber (preposition)

Cümle çevirisi:

Ben seninle mutluyum.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

17 Nov, 20:00


Exam iɡ'zam

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The math exam is next week

-- sınav, imtihan (noun)

Cümle çevirisi:

Gelecek hafta matematik sınavı var.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

17 Nov, 16:00


Gaffe ɡæf

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I made an embarrassing gaffe while speaking.

-- gaf, pot kırma (noun)

Cümle çevirisi:

Konuşurken utanç verici bir gaf yaptım.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

14 Nov, 12:00


Forsaken fərˈsākən

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The building was forsaken by its owners.

-- terk edilmiş, ıssız (adjective)

Cümle çevirisi:

Bina, sahipleri tarafından terk edilmiş.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

14 Nov, 08:00


The devil's advocate

- şeytanın avukatı

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

14 Nov, 04:00


Clarity ˈklerədē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The professor spoke with clarity and conviction, and her students were captivated by her words.

-- açıklık, berraklık (noun)

Cümle çevirisi:

Profesör net ve inançlı bir şekilde konuştu ve öğrencileri onun sözleriyle büyülendiler.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

14 Nov, 00:00


Anticipate æntɪsɪpeɪt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

We anticipate that the exam is going to be easy

-- merakla beklemek, ummak, tahmin etmek (verb)

Cümle çevirisi:

Sınavın kolay geçeceğini tahmin ediyoruz.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

13 Nov, 20:00


Journey jərnē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Do you like long journeys?

-- yolculuk, seyahat, gezi (noun)

Cümle çevirisi:

Uzun yolculukları sever misin?

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

13 Nov, 16:00


Happen hapən

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

What happened to you dude?

-- meydana gelmek, olmak (verb)

Cümle çevirisi:

Ahbap sana ne oldu?

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

13 Nov, 12:00


in/into a state

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I am in a real state because of my current situation

-- sinirli, canı sıkkın (noun)

Cümle çevirisi:

Şuanki durumumdan sebep ciddi bir bunalımdayım.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

13 Nov, 08:00


Elusive ieˈlu.sɪv

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The elusive criminal managed to evade capture for many years.

-- yakalanması zor, anlaşılmaz, güvenilmez (adjective)

Cümle çevirisi:

Yakalanması zor suçlu, yıllarca yakalanmaktan kaçmayı başardı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

13 Nov, 04:00


Obscure əbˈskjʊər

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Your answer was obscure.

-- tanınmamış, pek bilinmeyen, karmaşık, anlaşılması güç (adjective)

Cümle çevirisi:

Cevabının anlaşılması güçtü.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

13 Nov, 00:00


Velocity vɪˈlɒsəti

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

High-velocity rifles have advantages.

-- sürat, hız (noun)

Cümle çevirisi:

Yüksek hızlı tüfeklerin avantajları vardır.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

11 Nov, 20:00


Coherent kəʊˈhɪərənt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I'm trying to develop a coherent solution for this channel

-- mantıklı, ahenkli, tutarlı (adjective)

Cümle çevirisi:

Bu kanal için tutarlı bir çözüm geliştirmeye çalışıyorum.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

11 Nov, 16:00


Sun sʌn

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Sun is shiny today

-- güneş, güneş ışığı (noun)

-- güneşlenmek (verb)

Cümle çevirisi:

Güneş bugün parlıyor.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

11 Nov, 12:00


Severe sɪvɪər

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Mehmet has severe pain

-- çok kötü, ciddi, vahim (adjective)

Cümle çevirisi:

Mehmet'in çok kötü ağrısı var.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

11 Nov, 08:00


Poverty pävərdē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I don't want to live in poverty

-- fakirlik, yoksulluk (noun)

Cümle çevirisi:

Yoksulluk içinde yaşamak istemiyorum.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

11 Nov, 04:00


Hilarious hɪˈleəriəs

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I thought I was hilarious, but you didn't smile for once.

-- gülünç, şamatalı (adjective)

Cümle çevirisi:

Komik olduğumu sanıyordum, ama bir kez olsun gülümsemedin.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

11 Nov, 00:00


Break a leg

- şeytanın bacağını kırmak

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

10 Nov, 20:00


Negotiate nɪ'ɡəʊʃieɪt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Workers want to negotiate hard work conditions

-- müzakere etmek, konuşarak anlaşmak (verb)

Cümle çevirisi:

Çalışanlar kötü çalışma koşullarını masaya yatırmak istiyor.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

10 Nov, 16:00


Cozy/Cosy kəʊzi

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The house was warm and cozy

-- rahat, samimi, sıcak (adjective)

Cümle çevirisi:

Ev sıcak ve rahattı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

10 Nov, 12:00


Soup sup

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I like chicken soup

-- çorba (noun)

Cümle çevirisi:

Tavuk çorbasını severim.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

10 Nov, 08:00


Exist iɡ'zist

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I did not exist before 1999

-- var olmak, gerçek olmak (verb)

Cümle çevirisi:

1999'dan önce ben yoktum(var değildim).

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

08 Nov, 20:00


Reward rɪˈwɔ:d

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

There will be a reward for the winner of this race

-- ödül, karşılık (noun)

Cümle çevirisi:

Bu yarışın galibi için bir ödül olacak.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

08 Nov, 16:00


Reverence rev(ə)rəns

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The young child's reverence towards her grandparents is treating them with the utmost respect.

-- hürmet, derin saygı, reverans (noun)

Cümle çevirisi:

Küçük çocuğun büyükanne ve büyükbabasına olan hürmeti, onlara son derece hürmetle davranmaktır.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

08 Nov, 12:00


Hit the nail on the head

- hedefi on ikiden vurmak

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

08 Nov, 08:00


Tedious tēdēəs

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I don't want to have a tedious job

-- sıkıcı, bunaltıcı, bıktırıcı (adjective)

Cümle çevirisi:

Sıkıcı bir işim olsun istemiyorum.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

08 Nov, 04:00


Comprehensive kɒmprı'hensıv

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Do you have a comprehensive list of words?

-- kapsamlı, geniş (adjective)

Cümle çevirisi:

Kapsamlı bir kelime listeniz var mı?

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

08 Nov, 00:00


Twist twɪst

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I twisted two pieces of metal towards each other.

-- bükmek, döndürmek, burkmak (verb)

-- büklüm, bükme, kıvrım (noun)

Cümle çevirisi:

İki metal parçasını birbirine doğru büktüm.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

07 Nov, 20:00


Proprietary p(r)əˈprīəˌterē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The company's proprietary technology gave them a competitive edge in the market.

-- özel, müseccel, tescilli (adjective)

-- mal sahibi, hissedarlar (noun)

Cümle çevirisi:

Şirketin tescilli teknolojisi onlara pazarda rekabet avantajı sağladı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

07 Nov, 16:00


Amend əˈmend

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I amended the mistakes in the text.

-- değiştirmek, düzeltmek (verb)

Cümle çevirisi:

Metindeki hataları düzelttim.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

07 Nov, 12:00


Stay steı

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

We can stay in this motel

-- kalmak (verb)

-- kalma, oturma, durma (noun)

Cümle çevirisi:

Bu motelde kalabiliriz.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

07 Nov, 08:00


Today tə'deɪ

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Today is your day, you should finish your chores until 10 p.m.

-- bugün, günümüz (noun)

Cümle çevirisi:

Bugün senin günün, akşam 10'a kadar ev işlerini halletmelisin.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

07 Nov, 04:00


Bliss blis

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Loving cats is a bliss

-- mutluluk, saadet (noun)

Cümle çevirisi:

Kedileri sevmek bir mutluluktur.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

07 Nov, 00:00


Chemical kemək(ə)l

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Do not play with chemicals

-- kimyasal (adjective)

Cümle çevirisi:

Kimyasallarla oynamayın.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

06 Nov, 20:00


Adopt əˈdäpt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The idea of secularism is adopted by a great deal of society in western countries.

-- benimsemek, kabul etmek, evlat edinmek (noun)

Cümle çevirisi:

Laiklik fikri batılı ülkelerde toplumun büyük bir kısmı tarafından benimsenmektedir.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

06 Nov, 16:00


Absorb əbˈzôrb

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

We need something to absorb noise pollution

-- emmek, içine çekmek, soğurmak (verb)

Cümle çevirisi:

Gürültü kirliliğini soğuracak bir şeye ihtiyacımız var.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

06 Nov, 12:00


Gossip ɡɒsɪp

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Why do people want to gossip about other people?

-- asılsız söz, dedikodu, söylenti (noun)

Cümle çevirisi:

İnsanlar neden başkaları hakkında dedikodu yapmak ister ki?

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

06 Nov, 08:00


Intuitive int(y)o͞oədiv

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I have an intuitive understanding of my cats.

-- sezgisel, sezgi yoluyla anlaşılan (adjective)

Cümle çevirisi:

Kedilerimle ilgili sezgisel bir anlayışa sahibim.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

06 Nov, 04:00


Vigilante vijəˈlan:tē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The neighbors have formed a vigilante group to keep a watch on the car park.

-- kanun yetkisi olmadan kendi fikrine göre zorla düzen sağlamaya çalışan kimse (noun)

Cümle çevirisi:

Komşular, otoparkı gözetlemek için kanunsuz bir grup oluşturdu.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

06 Nov, 00:00


Precedence presıdəns

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I think quality precedence over price.

-- öncelik, üstünlük (noun)

Cümle çevirisi:

Kalitenin fiyattan önce geldiğini düşünüyorum.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

05 Nov, 20:00


Region ridʒən

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Prices may differ from region to region.

-- bölge, kısım (noun)

Cümle çevirisi:

Fiyatlar bölgeden bölgeye farklılık gösterebilir.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

05 Nov, 16:00


Purview pərˌvyo͞o

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

What is the purview of your job?

-- anlam, amaç, görüş (noun)

Cümle çevirisi:

Mesleğinizin amacı nedir?

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

04 Nov, 12:00


Condition kən'diSH(ə)n

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I know this phone pre-owned but yet it's in good condition

-- hal, durum, şart (noun)

Cümle çevirisi:

Bu telefonun ikinci el olduğunu biliyorum, ama yine de iyi durumda.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

04 Nov, 08:00


Delay dɪleɪ

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Can I delay my payment until next week?

-- ertelemek, geciktirmek (verb)

-- gecikme (noun)

Cümle çevirisi:

Ödememi gelecek haftaya kadar erteleyebilir miyim?

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

04 Nov, 04:00


Give up ɡɪv ʌp

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

No matter what, never give it up!

-- pes etmek (phrasal verb)

Cümle çevirisi:

Ne olursa olsun asla pes etme!

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

04 Nov, 00:00


Tiny tīnē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Captain has a tiny deck.

-- küçücük, minik, ufacık (adjective)

Cümle çevirisi:

Kaptanın küçük bir güvertesi var.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

03 Nov, 20:00


Discriminate dɪˈskrɪmɪneɪt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Children can discriminate different smells.

-- fark gözetmek, ayrım yapmak (verb)

Cümle çevirisi:

Çocuklar farklı kokuları ayırt edebilirler.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

03 Nov, 16:00


Chasm kazəm

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

She gazed into the vast chasm beneath her with fear.

-- uçurum, kanyon, boşluk (noun)

Cümle çevirisi:

Altındaki uçsuz bucaksız uçuruma korkuyla baktı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

03 Nov, 12:00


Attenuation əˌtenyo͝oˈāSH(ə)n

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The attenuation of the signal caused a loss in the quality of the audio.

-- zayıflama, azaltma, azalma (noun)

Cümle çevirisi:

Sinyalin zayıflaması, ses kalitesinde bir kayba neden oldu.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

03 Nov, 08:00


Amplify ampləˌfī

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

He amplified the sound of the guitar.

-- yükseltmek, büyütmek, genişletmek (noun)

Cümle çevirisi:

Gitarın sesini yükseltti.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

03 Nov, 04:00


Controversial käntrəˈvərSHəl

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The controversial speech on immigration caused division among the audience.

-- tartışmalı, ihtilaflı (adjective)

Cümle çevirisi:

Göçmenlik konusundaki tartışmalı konuşma dinleyiciler arasında bölünmeye neden oldu.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

03 Nov, 00:00


Foster fôstər

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

One of my aims is to foster you in English learning.

-- teşvik etmek, gayretlendirmek (verb)

Cümle çevirisi:

Amaçlarımdan birisi, sizi İngilizce öğreniminde gayretlendirmektir.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

02 Nov, 00:00


Consider kənˈsɪdər

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

You should consider my offer

-- iyice düşünmek, değerlendirmek (verb)

Cümle çevirisi:

Teklifimi düşünmelisin.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

01 Nov, 20:00


Encourage ɪnˈkʌrɪdʒ

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Parents should encourage their children

-- cesaret vermek, teşvik etmek (verb)

Cümle çevirisi:

Anne babalar çocuklarını cesaretlendirmeli.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

01 Nov, 16:00


Undertake ʌndəˈteɪk

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Jonathan always undertakes hard work without a second thought.

-- üstlenmek (verb)

Cümle çevirisi:

Jonathan, ikinci bir düşünceye yer vermeksizin her zaman zor işi üstlenir.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

01 Nov, 12:00


Use yu:z

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Do not use me!

-- kullanmak (verb)

-- kullanma, alışkanlık (noun)

Cümle çevirisi:

Beni kullanma!

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

01 Nov, 08:00


Peckish pekɪʃ

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I'm feeling a bit peckish. Let's grab a snack.

-- acıkmış, karnı aç, çabuk kızan (adjective)

Cümle çevirisi:

Kendimi biraz acıkmış hissediyorum. Bir şeyler atıştıralım.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

01 Nov, 04:00


Hoist hɔɪst

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

One day I want to hoist my children up on my shoulders.

-- kaldırma, vinç (noun)

-- kaldırmak, yukarı çekmek (verb)

Cümle çevirisi:

Bir gün çocuklarımı omuzlarıma kaldırıp almak istiyorum.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

01 Nov, 00:00


Skunk skʌŋk

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

Dude, you smell like a skunk.

-- kokarca (noun)

Cümle çevirisi:

Kokarca gibi kokuyorsun dostum.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

31 Oct, 20:00


Bite the bullet

- acıya göğüs germek

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

31 Oct, 16:00


Job jäb

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I am looking for a job to earn money

-- iş, görev (noun)

Cümle çevirisi:

Para kazanmak için bir iş arıyorum.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

31 Oct, 12:00


Descendant dəˈsendənt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The descendant inherited the family's fortune.

-- torun, oğul, neslinden olan kişi (noun)

Cümle çevirisi:

Torun, ailenin servetini devraldı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

26 Oct, 04:00


Elbow elbəʊ

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I elbowed my way through the crowd.

-- dirsek (noun)

-- dirsek atmak, dirseklemek (verb)

Cümle çevirisi:

Kalabalığın arasından dirsekleyerek geçtim.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

26 Oct, 00:00


Blast blast

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The loud blast woke me up from my sleep.

-- patlama, şiddetli esinti (noun)

Cümle çevirisi:

Gürültülü patlama beni uykumdan uyandırdı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

25 Oct, 20:00


Withdraw wiTH'drô

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I wish I could withdraw more money.

-- para çekmek (verb)

Cümle çevirisi:

Keşke daha fazla para çekebilseydim.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

25 Oct, 16:00


squatter ˈsk.wɑtar

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The squatter was evicted from the abandoned building.

-- işgalci, konut işgal eden kimse (noun)

Cümle çevirisi:

İşgalci terkedilmiş binadan tahliye edildi.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

25 Oct, 12:00


Ado əˈdo͞o

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I am finding happiness while rolling over with life's ados.

-- telaş, gürültü, koşuşma(lar) (noun)

Cümle çevirisi:

Hayatın koşuşturmacalarıyla yuvarlanıp giderken mutluluğu buluyorum.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

25 Oct, 08:00


Hot hɒt

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

It's so hot today

-- sıcak, acı (adjective)

Cümle çevirisi:

Bugün çok sıcak.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

25 Oct, 04:00


Cut the mustard

- başarmak

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

25 Oct, 00:00


Conspiracy kənspirəsē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

The man is accused of conspiracy.

-- komplo, gizli anlaşma (noun)

Cümle çevirisi:

Adam komplo kurmakla suçlanıyor.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

24 Oct, 20:00


Perversely pərˈvərslē

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

She perversely didn't interoperate with anyone.

-- huysuz bir şekilde, ters bir şekilde (adverb)

Cümle çevirisi:

Ters bir şekilde kimseyle beraber çalışmadı.

İngilizce Öğren - Bilgi Ve Quiz

24 Oct, 16:00


Phone fəʊn

Cümle içinde kullanımı & kelime bilgisi:

I cannot find my phone, can you please call me?

-- telefon etmek (verb)

-- telefon (noun)

Cümle çevirisi:

Telefonumu bulamıyorum, beni arayabilir misin?