Hakk'a Yöneliş

Live stream finished (1 hour)

Live stream started

Canlı yayınımız birazdan başlayacaktır inşaAllah…

اللهم انصرنا على من عادانا، وأيدنا بجنودك التي لا تُرى، وثبت أقدامنا، وألقِ الرعب في قلوب أعدائنا، اللهم اجعل بأسهم بينهم شديدًا، وفرق جمعهم، وشتت كلمتهم، وأنزل عليهم بأسك الذي لا يُرد عن القوم الظالمين.

“Allah’ım! Bize düşmanlık edenlere karşı bize yardım et. Görünmeyen ordularınla bizi destekle. Ayaklarımızı sabit kıl ve düşmanlarımızın kalplerine korku sal. Allah’ım! aralarına şiddetli bir çatışma düşür, topluluklarını dağıt ve sözlerini böl. Onlara, zalimlerden geri çevrilmeyen azabını indir.”

آمين يا رب العالمين

Şeyhu'l islam ibni Teymiyye rahimehullah der ki:
"Mü'min ile münafığı, Müslüman ile kafiri bir tutmak en büyük zulümdür.
Hidayeti de dalalet sahiplerinin yanında aramak en büyük cahilliktir."

El-intisaru li-ehli'l eser 34

Abdullah ibni Mübarek rahimehullah der ki:
“İlmîn başı niyettir. Sonra sırasıyla dinlemek, fehmetmek, hıfzetmek, amel etmek ve daha sorasında ise onu yaymaktır.”

Camiu beyani’l ilmi ve fadlihi li-ibni’l Cevzi el-Hanbeli rahimehullah 1/118

Biz sondan başlıyoruz sanki …

‎ismail inceuzun kişisinden fotoğraf

Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Kim bildiği halde batıl bir dava uğruna mücadele ederse, Allah’ın gazabı üzerinde olur ve bundan vazgeçene kadar bu durum devam eder. Kim bir mümine onda olmayan bir şey isnat ederse, Allah onu, söylediklerinden vazgeçene kadar, cehennemdeki ‘Radegatü’l-Hubal’a’ yerleştirir.”

Hadisi İmam Ahmed ve Ebu Davud rivayet etmiş, Nasiruddin el-Bani ve Şuayb el-Arnavut sahihlemiştir.

Sıratu’l Müstakim…

اللِّينُ في غير ضعْفٍ
و الشِّدَّةُ في غَيْرِ عُنْفٍ
والإمساك في غيْر بُخْلٍ
والسماحةُ في غيْر سرَفٍ
Zayıflık olmaksızın yumuşaklık
Azarlama olmaksızın sertlik
Cimrilik olmaksızın tutumluluk
Haddi aşmaksızın müsamahakarlık

Övülmeye değer vasıflardır

Sıratı müstakim kitabımızdan notlar.

Sabah Akşam Zikirleri (@islamikitapdf)

#zikir #dua #arapça #Türkçe #pdf #kitap

‏قال الإمام الشافعي في كتابه الأم:
إنما كلِّفَ العبادُ الحكم على الظاهر من القول أو الفعل تولي اللهُ الثواب على السرائر دون خلقه

İmam eş-Şafii rahimehullah kitabu’l ümm’da der ki:
“Kullar, söz yada fiillerde hükmü zahire göre vermekle mükelleftirler. Gizli durumların sevabını Allah teâla üstlenmiştir, kullarına bırakmamıştır.”

1/620

Adamın biri bir dedikoduyla salihlerden birine geldi. Salih zat ona dedi ki: "Bana üç cinayet ile gelmiş oldun. Kardeşim ile aramı bozdun. Boş olan kalbimi meşgul ettin. Ve kalbimde sana ait olan yeri ifsad ettin."

Tabiinden muhaddis Yahya bin Kesir rahimehullah der ki: "Dedikoducu biri bir saatte sihirbazın bir ayda ifsad edemediğini ifsad eder."

Hilyetu'l evliya 3/70

Ey gerçek şehadete kavuşarak kazanan,

Zihninde karar kılması gereken üç şey vardır.
1-Ölümden kurtuluş
2-Dünyada bir rahat
3-İnsanlardan yana tam bir selamette oluş yoktur.

Selamun aleykum ders saatlerimiz 19.30 olarak güncellenmiştir.

Şeyhu’l İslam İbni Teymiyye rahimehullah der ki:
“Allah Azze ve Celle’nin mü’min kulu için seçtiği, onun kendi nefsi için seçtiğinden daha hayırlıdır.”

Mecmuu’l Feteva 10/44

Kâfirlere benzemenin bırakacağı eseri açıklarken Şeyhülislam İbni Teymiye şöyle der: “ Zahirde kafirlere benzemek muhabbet ve samimiyet türünden batıni dostluğa neden olur. Tıpkı batıni muhabbetin zahiri benzemeye neden olduğu gibi.”

İktidau’s sirati’l müstakim 1/550

Live stream finished (26 minutes)

Live stream started

Bil ki ey kardeşim, her kimin İslam'ı yakin ile sabit olduysa, aynı şekilde İslam'dan çıkması da yakin ile olur.

Münafıklar minberlerinden şöyle sesleniyor;

Abdullah ibni Mesud’dan Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Doğruluk iyiliğe, iyilikte cennete götürür. Muhakkak ki
kişi doğru söyler ve doğruluğa dikkat ederek Allah katında sıddık/doğru sözlü olarak yazılır. Yalan ise fücura, fücurda ateşe götürür. Muhakkak ki kişi yalan söyler ve yalan peşinde koşar taki Allah katında kezzab/yalancı olarak yazılır.”

Ebu Nuaym’ın dışında hadisi İmam Buhari ve az bir farkla İmam Müslim tahriç etmiştir.

وَبِالْاَسْحَارِ هُمْ يَسْتَغْفِرُونَ

Seher vakitlerinde de Allah’tan bağışlanma dilerlerdi.
Zariyat 18

Allah’tan bağışlanma dilemeyi unutmayın inşaAllah.

Faydalı bir bilgi;
Görmek ile bakmak arasında şu fark vardır.
➡️Nazar/Bakmak: Eşyaları aklı kullanmaksızın görmek
➡️Basar/Görmek: Eşyaları aklı kullanarak görmek.

“Onları sana bakarken görürsün oysa ki görmezler”. A’raf 198

Yarınki sohbetimiz hakkında çokça konuşulan istiğase ve tevessülün dindeki yeri ve ölmüş olan zatlar ile tevessülün caizliği noktasında zikredilen delillerin tahlili çerçevesinde olacak inşaAllah.
Verimli olacağını düşünüyorum. Tevfik Allah’tandır…
Sohbet Telegram kanalı üzerinden canlı yayınlanacaktır biiznillah.
Selametle kalın…

Derslerimiz devam ediyor

05 Kasım salı akşam itibariyle her salı ve cuma günleri derneğimizde tecvid ve mahreç derslerine başlıyoruz.

صلوا على النبي الذي يقول ومن ستر مسلما ستره الله في الدنيا والاخرة

"Her kim Bir Müslümanın ayıbını gizlerse, Allah da dünyada ve ahirette onun ayıbını gizler" diyen nebiye salat edin.

Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Kim Allah’tan başka ilah olmadığını bilerek ölürse cennete girer.”

İmam Müslim 26

«مَنْ أَحَبَّ لِلّٰهِ وَأَبْغَضَ لِلّٰهِ وَأَعْطٰى لِلّٰهِ وَمَنَعَ لِلّٰهِ فَقَدِ اسْتَكْمَلَ الْإ۪يمَانَ»

“Kim Allah için sever, Allah için buğz eder, Allah için verir ve Allah için engel olursa imanını kemâle erdirmiştir.” (Ebu Davud, Sünnet, 16)

Diğer hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:

عنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ ‏"‏ ثَلاَثٌ مَنْ كُنَّ فِيهِ وَجَدَ حَلاَوَةَ الإِيمَانِ أَنْ يَكُونَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِمَّا سِوَاهُمَا، وَأَنْ يُحِبَّ الْمَرْءَ لاَ يُحِبُّهُ إِلاَّ لِلَّهِ، وَأَنْ يَكْرَهَ أَنْ يَعُودَ فِي الْكُفْرِ كَمَا يَكْرَهُ أَنْ يُقْذَفَ فِي النَّارِ ‏"‌‏

“Üç haslet vardır ki; bunlar kimde bulunursa o kişi, imanın tadını alır:

• Allah ve Rasulünü, bu ikisinden başka her şeyden fazla sevmek.

• Sevdiğini Allah için sevmek.

• (Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra) küfre dönmeyi ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek.” (Buhârî, Îmân, 9, 14, İkrah, 1, Edep, 42)

“أَفْضَلُ الْأَعْمَالِ الْحُبُّ فِي اللَّهِ وَالْبُغْضُ فِي اللَّهِ”

“Amellerin en faziletlisi Allah için sevmek ve Allah için nefret etmektir.” (Ebu Davud, Sünnet, 2 )

Yine bir hadis-i şerife göre hiçbir gölgenin olmadığı mahşer gününde Cenâb-ı Hakk’ın Arş’ının gölgesinde gölgelenecek yedi sınıf insandan biri, Allah için birbirini sevendir. (Buhârî, Ezân, 36)

Bir başka hadiste de sevgili peygamberimiz “iman kulplarının en sağlamı, Allah için dostluk kurmak (muvalat), Allah için düşmanlık etmek, Allah için sevmek, Allah için buğz etmektir.” (El-Müsned, 4/286)

İslamın sevgi ve buğz (nefret) anlayışı vardır. Kimleri sevip kimlerden nefret edeceğiz? Sebebi ne?

Bir Müslüman ben hem Allah’ı hem şeytanı seviyorum diyebilir mi?

Ben hem peygamberimi seviyorum hem de Firavunu seviyorum diyebilir mi?

Hem Hz Ebubekir’i seviyorum hem de Ebu Cehili seviyorum diyebilir mi?

Bir müminin insanlara karşı tavrını belirleyen bu konu, hayatın bütün sahalarında geçerli olan çok geniş bir meseledir.
(Sohbetten kesitler)

Ebu Zer el-Ğıfari Radiyallahu Anhu’dan Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Ey Ebu Zer! Zenginliğin malın çokluğu olduğunu mu zannediyorsun? Asıl zenginlik kalp zenginliği, asıl fakirlik ise kalp fakirliğidir. Kimin kalbinde zenginlik varsa dünyalık olarak karşılaştığı/ona gelen şeyler ona zarar vermez. Kimin de kalbinde fakirlik varsa dünyalık olarak onun için arttırılmış şeyler onu zenginleştirmez. Aç gözlülük ona zarar verir.”

Sahihu’l Cami

Basiret sahipleri indinde kalbin hastalanması sabittir. Hatta kişinin meşguliyeti ve kalbinin sıhhatini ve ona giden sebepleri bilmekten uzaklaşması hasebiyle bu hastalık artadabilir. Hatta bazan kalp ölür de sahibi bunun farkına bile varmaz. Kalplerin hastalıkları bedenlerin hastalıklarından daha çetindir. Çünkü beden hastalığının nihai hedefi kişiyi ölüme götürmektir. Ama kalbin hastalığına gelecek olursak onun nihai hedefi kişiyi ebedi bedbahtlığa uğratmaktır.
Bundan Allah sığınırız…

Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taştan olan ateşten koruyun.

(Tahrim 66/6)

05 Kasım salı akşam itibariyle her salı ve cuma günleri derneğimizde tecvid ve mahreç derslerine başlıyoruz.

Ebu Derda Radiyallahu anhu der ki:

“İlmi talep edin. Eğer bundan aciz düşerseniz, ilim ehlini sevin. Eğer onları sevemezseniz, buğzetmeyin.”

Sifatu’s Safve 1/240

Allah sana yeter,
Ey İslam ümmeti!

Kabir başında Tevhid dersi.

Nuaym bin hammad (radiyallahu anh) şöyle dedi: Bir adam, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına gelerek şöyle dedi: şehidlerin hangisi daha faziletlidir? Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: düşmanla birinci safta karşılaşanlar ve öldürülene kadar arkalarını dönmeyenlerdir! İşte onlar cennetin yüksek odalarında gezeceklerdir. Rabbin onlara güler. Rabbim bir kula bir yerde güldüğünde ise artık ona hiçbir hesap yoktur."

İmam Malik Bin Enes (رحمه الله) dedi ki:
"Allah Azze ve celle semadadır! İlmi ise her yerdedir."

"Her doğan çocuk, İslâm fıtratı üzere (temiz ve günahsız olarak, tevhîde meyilli bir sekilde) doğar. Daha sonra anne babası onu (inançlarına göre) ya hristiyan, ya yahudî ya da mecûsî... yapar.” (Buhârî, Cenâiz, 92)

"Hz. Peygamber Medine’ye geldiğinde halkın eğlence ile geçirdiği iki gün vardı. Hz. Peygamber: ‘Bu iki gün(ün özelliği) nedir?’ diye sordu. ‘Câhiliye döneminde o günlerde eğlenirdik.’ dediler. Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu: ‘Şüphesiz Allah sizin için o günleri onlardan daha hayırlı olan Kurban ve Fıtır (Ramazan) bayramlarıyla değiştirdi.’” (Ebû Dâvûd, Salât, 239)

Ey ilim talebesi!
Ey tevhid davetçileri!

وَبِالْاَسْحَارِ هُمْ يَسْتَغْفِرُونَ

Seher vakitlerinde de Allah’tan bağışlanma dilerlerdi.
Zariyat 18

Allah’tan bağışlanma dilemeyi unutmayın inşaAllah.


استغفرُ الله العظيم الذي لا اله الا هو الحي القيوم و اتوب اليه

Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem için salavat getirmeyi unutmayalım inşaAllah.

Nitekim Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
مَنْ صَلَّى عَلَيَّ صَلَاةً وَاحِدَةً صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ عَشْرَ صَلَوَاتٍ، وَحُطَّتْ عَنْهُ عَشْرُ خَطِيئَاتٍ، وَرُفِعَتْ لَهُ عَشْرُ دَرَجَاتٍ. [ رواه النسائي وصححه الألباني في صحيح سنن النسائي ]
"Kim bana bir defa salât getirirse, Allah da ona on salât eder, ondan on günahını siler ve (cennetteki)derecesini on kat artırır."

İmam Nesai rivayet etmiş muhaddis el-Bani sahihlemiştir.

Süfyan bin Uyeyne der ki:
“Eğer Allah’ın (günahları) gizlemesi olmasaydı bizimle hiç kimse oturmazdı.”

Şuabu’l İman İmam Beyhaki 6/290

İmam Hafız ibni kesir rahimehullah tefsirinde şöyle der:

“Münafıklar savaş başladığı zaman insanların en korkağı, savaş bitip rahatlık geldiği zaman ise en çok konuşanı olurlar.”

Duyuru;
بسم الله الرحمن الرحيم

Her cumartesi günü halka açık olan ve saat 20:30 da yaptığımız sohbetlerimizin saati cumartesi günleri saat 20:00 olarak güncellenmiştir.

Selametle kalın…🤲

WhatsApp'ta HAKK'A YÖNELİŞ İLİM VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ kanalını takip edin: https://whatsapp.com/channel/0029VasEDtT1dAvu2FWErV39

Hanımlara özeldir…

Live stream finished (34 minutes)

Live stream started

Canlı yayınımız biradan başlayacaktır inşaAllah…

SOHBETE DAVET
"ALLAH'TAN BAŞKASINA BOYUN EĞMEMEK"

KONUŞMACI: ÖMER SERİN

Allah azze ve celle sana bazı dostları katından bir rahmet olarak verir ve senin dünya ve ahiret faydalanmana vesile olur.

Bazı dostları ise (sendeki bir kusurdan ötürü) katından bir azap olarak verir ve senin dünya ve ahiret harap olmana vesile olur.

Bu yüzden nifak tohumu saçan biriyle dost olduğunu gördüğünde ilk olarak sen Allaha tevbe et. Akabinde dostuna nasihat et. Düzelmezse hiç vakit kaybetmeden hayatından çıkar.
الله أعلي و أعلم

Ebu Hureyre’den Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terketmesi İslamının güzelliğindendir.”

Sahihu’t Tirmizi

Allah sana merhamet etsin.

Bütün saadet ehli yanlız Allah’a kulluk ederek, O’na hiçbir surette şirk koşmayarak, O’ndan başkasına iltifat etmeyerek saadete ulaşmışlardır…

قال سفيان الثوري:
عِشْ يا أبن آدم ما عِشْتَ
و لابُدَّ من الموت

Süfyan es-Sevri rahimehullah der ki:
“Ey Ademoğlu! Dilediğin kadar yaşa, ölümden kaçış yoktur.”

Abdurrezzak es-San’ani Musannef 9947

Ulemanın sözlerinde zikrettikleri إستتابة/tevbeye çağırmanın iki vechi vardır. İstitabe bazen fiilin yada sözün gerektirdiği ismin failine inzali için bazen de inzal edilmiş olan ismin lazımı olan ölüm hükmünü uygulamak için kullanılır. Bu ikisinin arası ayrılmadır. Birinde istitabe bir nevi hüccet ikamesi niteliğinde diğer vecihte ise ölüm hükmünü uygulamadan önce son bir çıkış kapısı bırakmaktır. Bu ikisinin arası ya alimin genel usulü bilinerek yada sözlerinin siyak ve sibakları dikkatli kontrol edilerek yada ilgili fiil yada sözün zarureti diniyye den olup olmadığı bilinerek ayrılabilir.
الله أعلي و أعلم

Birazdan canlı yayınımız başlayacaktır inşaAllah…

SOHBETE DAVET

Konu: ŞİRK BAHSİNDE FASIL
(ALLAH'TAN BAŞKA KANUN KOYUCU KABUL ETMEK)

KONUŞMACI: ÖMER SERİN

‏قال القاضي شهاب الدين القرافي: فإن كان المتكلَّمُ هو الشَّرعُ حملنا لفظه على عرفه
Kadı Şihabuddin el-Karrafi el-Maliki der ki:

“Eğer konuşulan konu şeriat ise lafzı kendi örfüne hamlederiz.”
Şerhu tenkihi’l fusul

Bu çok ama çok önemli bir husustur. Şer’i lafızlarla kastedilen doğru anlama ulaşmak, ancak Şari’nin kullanım şekli bilindiğinde ortaya çıkacaktır. Aksi halde herkes kendi hevasına göre bir din ortaya çıkaracaktır.

Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Cennette kişinin derecesi yükseltilir ve (bu durumu görünce) der ki: ”Bu neyden kaynaklandı?” Denilir ki: ”Çocuğunun senin için istiğfarda bulunmasından dolayı.”

Silsiletu’s Sahiha

Onlara, Allah’ın indirdiğine ve Rasul’e gelin denildiği zaman “Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter” derler. Peki ya ataları BİR ŞEY BİLMİYOR ve DOĞRU YOLU BULAMAMIŞ OLSALAR DA MI?

İlim, sadece bilgi edinmek demek değildir. Cahillik te sadece bilginin yokluğu demek değildir. Onlar atalarının daha doğru bir bilgi üzerine kurulmuş bir inanca sahip olduklarını zannediyorlardı. Yani atalarından onlara sıfır bilgi kalmamıştı. Ama bu kalan bilgi doğru olmadığı için Allah ataları hakkında لا يعلمون / hiç bir şey bilmiyorlar ifadesini kullandı. Usulcüler ilmîn tanımını şöyle yaparlar;
العلم ادراك الشيء علي حقيقته
İlim bir şeyi hakikati üzere idrak etmek, kavramaktır. Binaen aleyh hakikate ulaşmamış her bilgi cehaletin gölgesindedir.