LÜTFEN SONA KADAR OKUYUN.
Çok duyğulu ve faydalıdır,,
🍁🍂
✔️ Ebu Necih Amr İbni Abese es–Sülemi radıyallahu anh şöyle dedi:
⚫️ Ben Cahiliye devrindeyken, halkın sapıklık üzere bulunduğunu ve doğru bir yolda olmadığını biliyordum. Çünkü onlar putlara tapıyorlardı. Derken Mekke’de bir kişinin önemli haberler verdiğini duydum. Bineğime atlayıp derhal o zata geldim. Bir de baktım, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem gizlenmiş, Mekkeliler onun aleyhinde cür’etkar bir vaziyette… Onunla görüşmenin yolunu aradım, Mekke’de kendisine ulaştım ve:
– Sen kimsin, necisin? dedim.
– “Ben peygamberim” cevabını verdi.
– Peygamber ne demek? dedim.
– “Beni Allah gönderdi” dedi.
– Ne ile gönderdi seni? dedim.
– “Hısım ve akrabanın gözetilmesi, putların kırılması, Allah’ın bir bilinmesi, O’na hiçbir şeyin ortak koşulmaması vazifesiyle gönderdi” buyurdu.
– Sana bu konuda yardımcı olacak yanında kim var? dedim.
– “Hür bir erkek ve bir köle” cevabını verdi. O gün yanında müminlerden sadece Ebu Bekir ile Bilal vardı. Ben:
– Sana ben de tabi olup yardım etmek için yanında kalmak istiyorum, dedim.
– “Sen bugün, bu dediğini yapamazsın. Benim halimi ve ortalığın durumunu görmüyor musun? Şimdi sen ailene dön. Ne zaman benim meydana çıktığımı duyarsan, yanıma gel” buyurdu.
Ben ailemin yanına döndüm. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Medine’ye hicret etti. Ben hala ailemin yanındaydım. Onun Medine’ye gelişini bekliyor ve haberlerini almaya gayret ediyordum. Derken Medinelilerden bir kaç kişi yanıma geldi.
– Medineye gelen o zat ne yaptı? diye sordum.
– Halk ona koşuyor; kavmi onu öldürmek istemiş, başaramamış, cevabını verdiler.
Bunun üzerine Medine’ye gelip Peygamber’in huzuruna çıktım ve:
– Ey Allahın Resulü, beni tanıdınız mı? dedim.
– “Evet, Mekke’de sen benimle görüşmüştün”buyurdu.
– Evet, cevabını verdim. Sonra da:
– Ya Rəsulullah! Allah’ın sana öğrettiği ve benim bilmediğim şeyleri bana öğret; bana namazı öğret! dedim.
– “Sabah namazını kıl. Sonra güneş doğup bir mızrak boyu yükselinceye kadar namaz kılma. Çünkü güneş, şeytanın iki boynuzu arasından (tepesinden) doğar. Kafirler de ona o zaman secde ederler. Sonra dikilmiş mızrağın gölgesi azalıp bitinceye kadar (nafile olmak üzere) namaz kıl. Çünkü namaz isbatlı şahitlidir. Sonra namaza ara ver. Çünkü o vakit cehennem kızdırılır. Sonra gölge döndüğü zaman öğle namazını kıl. Çünkü namaz isbatlı şahitlidir. Onu İkindiye kadar kılmaya devam et. İkindi namazını kıldıktan sonra güneş batıncaya kadar namaza ara ver; çünkü güneş şeytanın iki boynuzu arasından (tepesinden) batar, kafirler de o zaman güneşe secde ederler” buyurdu. Ben:
– Ya Nebiyyallah! Bana abdestten de bahset, dedim.
– “İçinizden her kim, abdest suyunu hazırlayıp ağzına burnuna su verir ve burnunu temizlerse, mutlaka yüzünün, ağzının ve burnunun günahları dökülür! Sonra Allah’ın emrettiği gibi yüzünü yıkarsa, yüzünün günahları su ile birlikte sakalının etrafından dökülür. Sonra dirsekleriyle birlikte ellerini yıkarsa, elinin günahları su ile beraber parmak uçlarından akar gider. Sonra başını meshederse, başının günahları su ile birlikte saçlarının ucundan dökülür. Sonra topuklarıyla beraber ayaklarını yıkarsa, ayaklarının günahları su ile beraber ayak parmaklarının ucundan akar. Eğer (böylece abdest alan) bu adam, kalkıp namaz kılar, Allah’a hamd ve sena eder, O’nu layık olduğu vasıflarla yüceltir ve gönlünü tam anlamıyla Allah’a bağlarsa, mutlaka anasından doğduğu günkü gibi günahlarından arınmış olur” buyurdu.
Amr İbni Abese bu hadisi, sahabi Ebu Ümame’ye haber vermiş. Ebu Ümame:
– Ey Amr, bir işten dolayı şu kişiye verilen büyük mükafat konusundaki sözlerini iyi düşün, ikazında bulunmuştur. Bunun üzerine Amr:
– Ey Ebu Ümame! Yaşım ilerledi, kemiklerim zayıfladı, ecelim yaklaştı. Ne Allah’a ne de Resulullah’a yalan söyleme ihtiyacındayım. Ben bu hadisi Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den bir, iki, üç hatta yedi kere işitmemiş olsaydım asla rivayet etmezdim. Bu hadisi ben, Resulullah’dan bundan da fazla duymuş bulunmaktayım” demiştir.
📗Müslim, Müsafirin 294.