(Ey Resul!) De ki:
“Ben kendim için Allah’ın dilediğinden başka ne bir fayda sağlayabilirim, ne de bir zarar(ı defedebilirim). Eğer gaybı bilseydim elbette çok iyilik elde ederdim ve bana hiçbir kötülük de dokunmazdı.” Araf 188
🔸Yani ben muhtaç bir kimseyim. İşleri Allah tarafından çekip çevirilenlerden birisiyim.
🔸Bana hayır Allah’tan gelir. Bana gelecek bir kötülüğü de ancak O önler.
🔸Ben ancak Allah’ın bana bildirdiklerini ve öğrettiklerini bilirim.
🔸Eğer gaybı bilseydim, bana fayda ve maslahat sağlayacağını bildiğim sebepleri yerine getirir, beni hoşuma gitmeyecek şeylere ve kötülüğe götürecek her şeyden de sakınırdım.
Çünkü işleri meydana gelmeden önce bilir ve onların götürecekleri sonuçlara dair önceden bilgi sahibi olurdum.
🔸Ne var ki benim böyle bir bilgim olmadığından dolayı bazen benim de başıma iyi olmayan işler gelir.
🔸Kimi zaman da dünyevî maslahat ve menfaatleri elden kaçırırım.
🔸İşte bu, benim gayba dair bilgi sahibi olmadığımın en başta gelen delilidir.
🔰Bu âyet-i kerime, birtakım zarar ya da menfaatleri elde etmek için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e yönelerek ona dua eden kimselerin ne kadar cahil olduklarını açıkça ortaya koymaktadır.
🔸Çünkü bu gibi hususlarda onun elinden bir şey gelmez.
🔸Allah’ın fayda vermediği kimseye o hiçbir fayda sağlayamaz.
🔸Allah’ın kendisinden zararı savmadığı hiçbir kimsenin zararını da kaldıramaz.
🔸Onun Allah’ın kendisine bildirdiğinden başka hiçbir bilgisi de yoktur.
🔸Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ancak kendisi ile gönderilen müjde ve uyarıları kabul edip gereğince amel edenlere faydalı olur.
🔸İşte onun faydası budur ki o; babaların, annelerin, arkadaşların ve dostların sağlayabilecekleri faydadan çok daha ileri bir faydadır.
🔸Zira o, Allah’ın kullarını her çeşit hayrı işlemeye teşvik ettiği gibi her türlü kötülükten de onları sakındırmış ve bu hususları onlara gayet net bir şekilde açıklamıştır.
Sadi Tefsiri