HAKKANİ YOLCULARI

Bismillahirrahmanirrahim
Allah Azze ve Celle buyuruyor: 'Bu insanlardan önce nice kavimler gelmiş hepsi bunlardan daha kuvvetli, daha azametli, daha mal mülk vardı. Hepsi geçti gitti, helak oldu çoğu. Helak olmayanlar da Allah Azze ve Celle'nin yolunda olanlardır'. İnsanlar bu dünya için "Bu benimdir." diye dolaşırlar. Halbuki bu hiçbir şey değildir. Mal, dünya, her şey ve ahiret Allah Azze ve Celle'nindir. Her şey insanoğlu ibret alsın diye yapılmış. İbret alan kurtulur. Allah yolunda olan kurtulur. Ötekiler istedikleri kadar dünyada kendilerini bir şey zannedip "Biz şöyleyiz, biz böyleyiz, biz buralıyız, biz daha güçlüyüz, biz daha iyiyiz." diye boşuna konuşurlar. Çünkü kuvvette, mal da, mülk de geçicidir, her şeyin bir sonu var gider. Bu yüzden daim olacak şeylere bakmak gerekir. Dünya nimetlerine, lezzetine değil; dünyada da iyi yaşa ama Allah Azze ve Celle'yi unutma. Allah Azze ve Celle helal yapmış sana. Helalinden, güzelinden istifade edebilirsin. Allah'a şükredersen hepsi sana fayda olur. Ama şükretmezsen, orada burada kabadayılık yapıp "buranın meyhanesi" diye yazarsan, o vakit Allah sana hiçbir fayda vermez. Sen de öteki helak olan kavimler gibi helak olup gidersin. Allah Azze ve Celle'ye kafa tutan insan akılsızdır. Allah'a kafa tutmak akıl işi değildir. Kendi erkanına kafa tutarsın ama Allah'a karşı böyle davranmak hiç iyi değil. Senin gücün bir adama yetmez. Allah kâinatın yaratıcısıdır, O'na karşı nasıl böyle yapabilirsin? Hangi cüretle, nasıl bir akılsızlıkla O'na karşı her türlü rezilliği yapıyor? Üstelik kendini bir şey zannediyor. Kendisinin övülmesini istiyor. Allah'a şükür, her şeyi vermiş Allah Azze ve Celle bize. Müslümanlara her şeyi vermiş. Şeytan ise bunları Müslümanlardan almak istiyor. Ne yazık ki çoğu kişi şeytana kanıyor. Hem dünyada rezil oluyor, hem de hiçbir faydası olmuyor. Elinde avucunda ne varsa hepsi gidiyor. Sağlığı da, namusu, şerefi de gidiyor. Hiçbir şey kalmıyor. Böyle çaput gibi - çaput bile ondan daha iyi - bu dünyada geçip gidiyor. Bu yüzden Allah Azze ve Celle'nin yolundan ayrılmayın, ibret alın. Binlerce senedir bu dünyaya, senden daha güçlü, daha sağlıklı, daha güzel, daha akıllı nice insanlar gördü; hiçbiri kalmadı. Binlerce senedir bu dünya hepsine mezar oldu. Bize de mezar olacak. Mezar olacak, hayırlısı olsun inşa'Allah. Ahiret bizim olsun. Dünya böyledir, kalıcı değildir. Dünya bir mezarlıktır. Başka bir şey değil. Allah bizi şerlerden, şeytanın şerrinden korusun. Şeytan bu günlerde insanlara çok musallat olmuş durumda. Kötülük yapınca, günah işleyince iftihar ediyorlar. Utanılacak şeylerle, en büyük ayıplarla övünüp, utanmadan ortalıkta dolaşıyorlar. Allah muhafaza etsin şerlerinden korusun. Allah onlara da akıl fikir versin. Vermezse de zaten hesaplarını Allah Azze ve Celle'nin huzurunda verirler.
Ve Minellahi Tevfik

(19.11.2024 Kıbrıs )
Şeyh Muhammed Mehmed Adil k.s 🕊️

Bismillahirrahmanirrahim Allah a.c :" Allah'ın evliyaları, Allah'ın sevgili kulları onlara korku yok, üzüntü yok. Onlar, Allah a.c ile beraberdirler. Allah ile beraber olan hiçbir şeyden kaygısı olmaz." Allah a.c'yi tanımak lazım, nasıl tanırız? Bizi yaratan, yoktan var eden Allah a.c bize bu ihsanı yaptıktan sonra bir de kendini tanıtıp O'nun yolunda olmamıza müsade, irade etmişse bu en güzel şeydir, insan için bundan daha kıymetli birşey olamaz. Bu, en kıymetli şey, budur; O'nun yolunda olup O'nunla beraber, O'nu sevenlerle beraber olan insan, her hayıra nail olmuş olur. Çünkü dünyadan binlerce, milyonlarca, milyarlarca insan gelip geçmiş. Sen de gelip geçeceksin! Sen kimle beraber olacaksın? Sen evliyalarıyla beraber, sevdikleri insanlarla beraber olacak insan. "Onlara üzüntü yok, korku yok!" diyor Allah a.c Şeyh Baba'yı ziyarete geliyorsunuz, gidiyorsunuz, uzaktan da ziyaret oluyor. O'na, bütün evliyalar, bütün peygamberler, sahabilere okuyunca onlarla beraber olmuş olursunuz, onları ziyaret etmiş gibi olursunuz ki bazıları makamları belli olur, yani çoğu da makamlari belli olmayan evliyaullah. Allah'ın sevgili kulları, onlarla beraber, onların himmeti üzerinize olur. Onun için bu en güzel şeydir insan için. İnsan için; mal mülktür, evdi, barktı dünya şeyleri ahirete yaramazsa hiçbir faydası yok! Onlar ahiret için olursa her hayıra nail olmuş olunur, her güzel şeylere, nail olmuş olunur. Onların kıymetini bilmek lazım, Allah'a şükretmek lazım; ziyade etsin, evliyaları tanıttı diye, evliyalarla beraber oldular diye, onların himmetlerini, onlara hürmet edenlere Allah hürmet eder. O iyiliğe vâkıf olan, bu güzelliğe vâkıf olan insan şanslı insandır. Çünkü O'nun düşmanları çoktur. Bir güzel kula, iyi kula gittin mi yahut insana gittin mi bin tane şeytan çıkar sana; ne gerek var, niye ediyorsun, niye yapıyorsun, bu müslümanlardan, müslüman olmayanlardan zaten onların haddi hesabı yok. Bu şey, muhafaza olunacak; kimseyi dinlemeyin, kimse sizi yolunuzdan almasın! Bu yol; güzel yoldur, bu yol doğru yoldur. Şimdi dediğimiz gibi bin tane değil yüz bin tane şeytan var dünya, hemen ayağını kaydırıp ondan sonra onla beraber cehenneme gitmesen bile çok uzaklarda olursun. Evliyalardan, Allah'ın sevgili kullarından uzak olursun. Onlarla beraber olmak necattır, onlarla beraber olmak kurtuluştur, iyiliktir. Ahirette onlarla beraber olmak, en büyük arzudur insanoğlu için, mü'minler için. Allah onlardan ayırmasın bizi, onların himmetine nail olalım daima inşaallah!
Ve min Allah'i tevfik el-fatiha!
Mevlana Şeyh Mehmet Adil Hakkani Hz. 18.11. 2024
Kıbrıs Dergahı

https://hatimdagit.com/cuz/-OBtgUsp03HE8fbUiRA8

Esselâmu Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatüh.

Eûzu billâhi mine’ş-şeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

بْســــــــــــــــــِما اللهِالَّرْحَمِنااَّرِحيم


Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ Resûlinâ Muhammedin Seyyidi’l-Evvelîne ve’l-Âhirîn.
Medet yâ Resûlallah, medet yâ Sâdâti Ashâbi Resûlillah, medet yâ Meşâyıhına,
Destur Mavlânâ Şeyh Abdullah el-Fâiz ed-Dâğıstânî, Şeyh Muhammed Nâzım el-Hakkânî.

Tarîkatun assôhbe ve hayrun fil cemiyye.


İslam dini iki esasa kâimdir ; birisi Kur'ân birisi Sünnet. Sünnet Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in yaptığı şeyler, söylediği güzel sözlerdir. Onlara tâbi olmak lazım. Kur'ân Azimüşşan'ı Allah muhafaza etmiş.

اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
«Hiç şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız».
(Hicr, 15/9)
Biz Zikri Kur'an-ı indirdik, onu biz koruyoruz, o'nu değiştirmezler, o'nu istedikleri gibi yapamazlar. Ondan sora Hadis yani Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in hadisleri, sözleri, sünneti. Onda epeyce Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'den sonra, onun çok aralarına hadisler koydular, kendi kafalarına göre koymuşlar. Zaten Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki bu hadisleri duyduğunuz vakit, aklınıza kalbinize yatmazsa, o benim sözlerim değil, benim sünnetim değil. Onu kabul etmeyin diyor Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem. Şimdi tabi Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'den sonra Hadis âlimleri çıktı, hadisi ayıkladılar, temizlediler. Yinede arada bir yani akla, mantığa kabul olmayan şeyler var. Onlarıda bu selefi denen tayfa kullanıyor.

Onların birisi (Haşa!) Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in mübarek annesi babası kâfirdir diyorlar. Hiç olacak şey mi bu? Haşa! O hadis diye bir hadis çıkarmışlar hiç alakası olmayan bir hadis, ve muhakkak yahudiler veyahut o vakit müşrikler oraya koymuş. O kabul olmayan şey. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, bütün Peygamberler'in sülalesi temiz, iman, nurla, yani nur geliyor, o nur babadan anneye geçiyor, dededen. O nur gelen yerde küfür olamaz. Küfür, nur olmayan yerde olur. O nur muhakkak bütün (hepsini) sarmıştır, onlar mübarekler, cennetin en yüksek yerlerindedir.
Onun için bu dediğimiz gibi şimdi kendiler kafalarına göre Hadis bu ya zayıfdır, bu iyidir, bu şeydir diye yazarlar. Halbuki Mevzû Hadis ( içine, aradan koyulan hadis) bu hadistir.

Başkaları (başka hadisler) böyle değil. Yani bu ne akla yatar, ne insanın kalbine yatar. Onun için buna da Şeyh Baba'da çok zaman kızıyordu. Bir defa Şam'dan gelmişti, hutbede imamın biri bu şeyi söylemiş. Ateş gibi kızıyordu Şeyh Baba çok kızdı ona. Ne biçim sözdür diye? Hatta Cuma olmasaydı bırakıp kaçacaktım diyor cumayı. O kadar kızdı. Bu mübarek zatlar onların makamları en yüksek mertebede. Yani o Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in zerresini taşıyan insanlar. Tabi o nur ile, o nur onları her şeyden korur. En yüksek mertebelere yetiştirir. Onun için onlara hürmet etmek, onların makamlarının yüksek olduğunu bilmek lazım. Bunları tarikat ehl-i, müslümanlar bunu bilecek, bu aşırılık bir şey değil, bu hakikattir. Hakikati söylemek lazım çünkü insanlar bazen "Yok Peygamber Efendimize haşa annesi babası müslüman değildi." diyorlar. Haşa, öyle bir şey yok! O nur geçtiği vakit, hepsi imanda, senden bende bin defa daha fazla iman var onlarda.


Ve min Allah'ı Tevfik. El Fatiha !


Mevlana Şeyh Mehmet Adil El Hakkani (K.s) 🌸
17.11.2024 / 15 Cemaziyelevvel 1446
Lefke/ Kıbrıs.