Risale-i Nur Dersleri (Edessa) @risaleders Channel on Telegram

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

@risaleders


Risale-i Nur Dersleri (Edessa) (Turkish)

Risale-i Nur Dersleri (Edessa) kanalı, İslam'ın temel prensiplerini ve Risale-i Nur eserlerini öğrenmek isteyen herkes için mükemmel bir kaynaktır. Bu kanal, önemli konuları derinlemesine inceleyen ve açıklayan dersler sunmaktadır. Kanal, Risale-i Nur eserlerinin öğretilerini modern bir yaklaşımla ele alır ve izleyicilere bu kutsal metinleri daha iyi anlamaları için rehberlik eder. risaleders kullanıcı adıyla bu kanala katılarak, İslam'ın öğretilerine daha derinlemesine bir bakış açısı kazanabilir, kendinizi geliştirebilir ve manevi dünyanızı zenginleştirebilirsiniz. Risale-i Nur'un ışığında aydınlanmak için hemen bu kanala katılın ve bilgilerinizi genişletin!

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

20 Nov, 15:50


https://www.nurmend.com/yazi/595-kure-i-arz-kurana-musahhar-olacaktir

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

11 Nov, 04:21


https://docs.google.com/document/d/1dKKkOSu-7BJ_8FD8x1cfRhbRZkFe6w-9nGQP5YST6ig/edit?usp=sharing

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

11 Nov, 04:21


20241019 8. Söz 2. Ders – Muş

00:00 Bütün suhuf-u semaviyenin ana temelleri ve davaları birdir. Bütün peygamberân-ı izâmın şerîatlerinde ve kutub-ü semâvîyyede müttefekun aleyh olan on altı hakikat-ı âliyye; altı erkân-ı imâniyye, beş esâsât-ı İslâmiyye ve devletin icrâ ve tâbîkiyle mes’ûl ve mükellef olduğu usûl-u hamsedir. Tüm semavî şerîatlerde İslâm’ın beş temel esâsı olan kelime-i şehâdet, namâz, oruç, hac ve zekât konusu muttefekun aleyh olmakla beraber, bu ibâdet esâslarında sâdece şekil yönünden teferruatta bazı küçük değişiklikler olabilir.

09:23 Âdem (as)’ın meylettiği ağacın, bütün dünyanın fani semeresini ihata eden fani bir ağaç olduğu açıkça anlaşılıyor. Ellah, Cennet’teki asıl nimetlerin fani birer numunesini, bir tılsım olarak o ağaç üzerinde toplamış, tecessüm ettirmiş. Üzerine de cazibe koymuş. Üzerindeki cazibeden dolayı bu fani ağaç, Cennet’in baki nimetlerinden daha fazla çekici olmuş. İşte Hz. Âdem, şeytanın iğvasıyla o cazibeye aldanmış; faniyi, ayn-ı baki tasavvur etmekle sukut etmiş. Biz de burada aynı ağaca aldanıyoruz. Dünyanın cazibesi, bizi çekiyor, bize yapışıyor, mahvediyor. Dünya nimetleri her ne kadar fani olsa da üzerinde bir cazibe olduğu için insan, aldanıyor. Hz. Âdem’in yasak ağaçtan yemesi de kaderin bir cilvesidir.

34:09 Ellah’ın varlığının en büyük delili, bir tek şeyden her şeyi yapmak ve her şeyi bir tek şey yapmaktır. Bir damla sudan her şeyi yapmak; her şeyi toplayıp bir damla su yapmak hasse-i kudret-i İlahiyedir. Bir tek ağacın üzerinde her nev’ muhtelif meyvenin bulunması, sikke-i i’caza işarettir, Zât-ı Ehad-i Samed olan Sultan-ı Ezel ve Ebed'in sikke-i hassasıdır, hâtem-i mahsusudur, taklid edilmez bir turrasıdır. Üstad (ra), burada tabiat perdesini yırtıyor. Ekmek yersin, su içersin, havayı teneffüs edersin bir lahm-ı mahsus olur. Demek bütün alem toplanmış, karşımdaki “Ahmed” olmuş.

42:06 Aziz Kardeşlerim! Şu Durus-u Kur’anî’yeden ayrılmamanızı, ihlas esaslarına riayet etmenizi, tenkid kapısını açmamanızı, dersinize devam etmenizi sizlere vasiyet ediyorum.

Benimle uğraşmamanızı sizlerden rica ederim. Ben, hedefime doğru gidiyorum, kimseyle uğraşmıyorum. Sesim giderse bütün Küre-i Arz’a bunu sesleniyorum. Benimle uğraşanlar zehir gibi bela bulmuşlar. Sizinle uğraşmam, size beddua etmem; fakat belayı bulursunuz. Çünkü ben, dersimle meşgul oluyorum, kimseyle uğraşmıyorum. Aleyhimde olan, namusuma, iffetime, şerefime, hissiyatıma hücum eden, kelb-i akur gibi beni parçalamaya çalışanlara bile şahsî haklarımı ana sütleri gibi helal ediyorum. Alnımda bir hedef tayin etmişim. Hedefim, doğrudan Kabe’ye, oradan da Arş-ı Azam’a gidiyor. Ben, yolumda gidiyorum, başka hiçbir şeyle uğraşmıyor, sağda-solda havlayan köpeklere taş atmıyorum. Ellah, beni, o köpeklerden koruyor.

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

02 Nov, 10:59


https://docs.google.com/document/d/1Fc8jWp_kaMDU0604utJ6uDMKppukAYSQVEoKEKMmqTA/edit?usp=sharing

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

02 Nov, 10:59


20241015 8. Söz – Muş

00:00 Din-i İslam, Ellah’ın indirdiği vahiydir, vahyin asıllarıdır. Bütün kütüb ve suhufların asılları ise, Kur’an’la birleşiktir. Kur’an, semavi kitab ve suhufların hülasasıdır. Maalesef beşer haddini aşmış, semavi kütüb ve suhufları tahrif etmiş. Beşer, hiçbir şekilde Kur’an’ı tahrif edememiştir. İ’caz-ı Kur’an, hiçbir beşerin oraya el atmasına izin vermemiş, i’caz-ı Kur’an, onu muhafaza etmiş.

Altıncı, Yedinci ve Sekizinci Sözlerde yer alan temsiller, İncil’den alınmıştır. Hususan bu Sekizinci Söz, bizzat İncil’den alınmış ayetlerdir.

04:05 Şu anda perişan bir haldeyim, hastayım. Hayatımda hiçbir zaman bu derece şiddetli haksızlığa maruz kalmadım, bu derece a’sab bozukluğuna uğramadım. Bu hal, vücuduma sirayet ediyor, dişlerim şiddetle birbirini vuruyor.

Dahilde ve hariçte aleyhimizde şiddetli hücumlar bulunmakta.
Aleyhimizdeki şiddetli hücumlar, şiddetli soğuğun demire vurmasıyla, demirin içinde incimad eden suyun, demiri parçalamasına benziyor. Kış mevsimindeki şiddetli soğuğun demiri vurmasıyla demirin içindeki su donar. Demirin içerisindeki o su, lisân-ı hâliyle demire; “Bana ‘Don!’ emri geldiği için, bana geniş yer lâzımdır. Sen de ‘Genişlen!’” der. Demir, genişlenir; yumuşak su da sert olan o demiri parça parça eder.

Hayatımda rastlamadığım bu şiddetli hücumlara nasıl dayandığımı ben de anlamıyorum. Cenab-ı Hak, mahza lütfuyla ruhumuza sebat vermiş. Kur’an, bize bir tahammül ihsan etmiş.
Üstad (ra), en az üç bin ayetten iktibas ederek şarkta yani Asya Kıtasında bir nurun zuhur edeceğini ve o nurun şarkı şârık, garbı gârib edeceğini söylüyor.

09:26 Kâinat, bir eserdir. Her bir eser üzerinde sanat ve nimet fiilleri görülmektedir. Efa’l-i İlahiyeyi tecellîye sevkeden, esmâ-i İlâhiyedir. Esmâ-i İlâhiyeyi tecellîye sevkeden, sıfât-ı İlâhiyedir. Sıfât-ı İlâhiyeyi tecellîye sevkeden ise, Zât-ı İlâhiyedir.

22:11 Cenab-ı Hak, Cennet’te Âdem (as)’ı, malum ağacın meyvesini yemekten menetti. Şeytan ise, O’nu iğva ederek o ağacın meyvesini yemeye sevketti. Hatta yemin ederek, “Şayet bu meyveden yersen, Cennet’te melekler gibi ebedi kalacaksın.” dedi. Âdem (as) da Şeytan’ın bu iğvasına kapılarak o yasak ağaçtan yedi ve bu, Cennet’ten ihracına sebeb oldu.

Bütün tefsirler, Âdem (as)’ın yediği ağacın buğday olduğunu ifade ediyor. Bu manayı kabul edip, müfessirlere sonsuz hürmet etmekle beraber asıl mesele farklıdır. Üstad (ra)’ın tesbitiyle şecereden murad, dünyadır. Cenab-ı Hak, başta buğday olmak üzere dünyanın bütün taamlarını Cennet’te bir ağaç suretinde temessül ettirmiş; her nevi meyveyi o ağacın dallarına takmış; adeta dünyanın bütün fani süslerini o ağaca takıp Âdem (as)’a göstermiş, dünya denilen bu ağacın meyvelerine el uzatmamasını ve ondan yememesini emretmiş. Başta buğday olmak üzere dünyanın bütün fani taamları cazibeli, çekici bir ağaç şeklinde tecessüm edince Âdem (as) için bir tecrübe ve imtihan vesilesi olmuş, Âdem (as) o cazibeden kendisini kurtaramamıştı. Dünya nimetleri fanidir, bekaya mazhar nimetler, Cennet’tedir.

35:50 Bu kâinatta ekser mahlukat umur-u nisbiyye cinsindendir. Güzellikleri tam görülmüyor. Hakiki güzellik, ancak Cennet’te olur. Kainattaki güzellikler tebeidir, belki kötülükler daha fazladır. Kötü ve pis şeyler, güzellikler görülsün diye yaratılmış ibretlerdir, asıl maksat değildir. Zındıklar, kainattaki hüsnü görmez, hem ef’al-i beşeriyede hem tabiatta sadece kötülükleri görür, Ellah’a itiraz eder, dalalete saplanır, gider. Müminler ise, onların manasını anlamakla ibret alır. Kainattaki hüsn-i bi’l-gayr’daki hüsniyete nazar eder.
Demek ef’al-i insaniyede ve tabiatta yani hem dahil-i insanda hem alemde güzellikler ve çirkinlikler vardır. Mümin, alemdeki ve ef’al-i insaniyedeki çirkinlikleri umur-u nisbiye kabul eder, ibret alır, güzelliklere bakar, hakikati görmeye sebeb eder. Zındıklar ise, devamlı bir surette kötü şeylere bakmakla kâinatın tabiatına batar, dalalete gider.

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

27 Oct, 11:38


https://docs.google.com/document/d/19nD43YU3Te2iQNFM5Tikke80kcQYEAPthoYG8fSj1Gw/edit?usp=sharing

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

27 Oct, 11:37


20241012 7. Söz 5. Ders – Muş

00:00 Dünya murdardır; onu arayan ve ona şakirdlik eden ise kilabdır. Çünkü murdar eti, ancak köpekler yer. Ehadisde dünya bu şekilde ifade ediliyor.

Kafirin dünyasını düşünelim. Kafirin dünyası, şehvet-i batn ve şehvet-i fercini tatmin etmekten ibarettir. Şehvet-i batnını tatmin için yer, içer; şehvet-i fercini tatmin etmek için evlenir. Peki batn ve fercin neticesi nedir? Yeme-içmenin neticesi, necaset olup dışarı çıkmaktır. Evlenmenin neticesi, ma-i mehin tabir edilen zahiren kıymetsiz, pis kokulu bir damla sudur. Demek kâfirin dünyası, çalışmasının neticesi o necasettir, o pisliği netice vermektir. Öyleyse mezkûr hadis, ayn-ı hak ve hakikattir, doğruyu ifade etmektedir.

07:39 Risale-i Nur’un mesleği, acz-i mutlak ve fakr-ı mutlak üzerinde duruyor. Kayıtsız, şartsız acz-i mutlaktasın, gelen belalara karşı hiçbir kuvvete malik değilsin. Hiçbir beladan kendini muhafaza edemezsin. Kayıtsız, şartsız fakr-ı mutlaktasın, hiçbir gınaya sahib değilsin, muhtaç olduğun bir lokma ekmeği bile temin edemezsin.

12:53 Bin dört yüz senedir, “Biz, fakirlikle iftihar ederiz. Biz, âciz ve fakîriz” dediler, Âlem-i İslam’ı bu iki kelimeyle aldattılar. Resûl-i Ekrem (asm), Ellah’a karşı fakrını anlamayı kastediyor, beşere karşı dilencilik vaziyetini almayı kasdetmiyor.

Dergâh-ı İlahiyeye karşı hiçbir mal sahibi olmadığını kabul edeceksin. Kendini gına sahibi görmek suretiyle Ellah’ın huzuruna gitmen şirktir, dalalettir. “Mal, benimdir” ifadesi, şirk-i hafîdir. Bu ifadeyi biraz daha ilerletsen, şirk-i zahiriye inkılab eder. “Benimdir” diye bir ifadeyi hakiki manada kullanamazsın. Mal sahibi, Ellah’dır. Yeryüzü Ellah’ın olduğu gibi, Cennet de Ellah’ındır. İşte biz, bu fakrla iftihar ederiz. Mülk, umumen Ellah’ındır. İnsanın vazifesi, duayla Rabbine ilticadır.

21:02 Resûl-i Ekrem (sav), hiçbir zaman sofradan tok olarak kalkmamıştır. Resûl-i Ekrem (sav)’ın tok olmadan kalkması, malı olmadığı için değildir. Çünkü elinde ganimet malı doluydu. Resûl-i Ekrem (sav), şiddetli bir zenginlikle yaşamıştır. Ben-i Nadr, Ben-i Kurayza ve Fedek arazileri bizzat Resûl-i Ekrem (sav)’ın şahsî tasarrufundaydı. Hurma dolu büyük mezralara sahib olan Resûl-i Ekrem (sav)’a fakir denir mi? Resûl-i Ekrem (asm)’ın elinde çok servet olmakla beraber ganimetten payı da vardı. Resûl-i Ekrem (asm)’ın fakir yaşaması ise, eline geleni dağıtması sebebiyledir. “Resûl-i Ekrem (asm) dünyalık namına hiçbir şey yapmamış. Bir lokma, bir hırkayla yaşamış” sözü, dış mihrakların attığı bir iftiradır.

Resûl-i Ekrem (sav)’ın arpa ekmeği yemesi, buğdayı elde edemediği için değildi. Resûl-i Ekrem (sav), elindeki bütün malı, serveti ümmetine dağıtmış, tevazudan dolayı arpa ekmeği yemiştir. Resûl-i Ekrem (sav)’ın elinde dünya kadar saltanat vardı. Gelen, giden misafirlere sarf ederdi.

31:34 Beş farz namazını zamanında kılan, orucunu tutan, zekâtını veren, hacca giden, kebairi terk eden kurtulur. Kebairi işleyenlere tevbe kapısı açıktır. Eğer kebairi işlemişseniz, tevbe edin, kurtulun.

“Tevbe ederim; ama yıllarca kılmadığım namazlar, tutmadığım oruçlar var. Onların kazasını nasıl eda ederim” diye düşünme. Fıkıhtaki izahlara hürmetimizle beraber, onları yapmanız gücünüzün haricindedir. İnsan, bazen teklif-i mala yutak gibi görür, tevbeden vazgeçer. Bunun üzerinde fazla durmaktan ise, tevbenin üzerine azimle dur, namazı terk etme, kebairi işleme, ibadetine devam et.

Bazı insanlar, “Yıllarca kılmadığım namazlar, tutmadığım oruçlar var. Onların kazasını nasıl eda ederim” diye düşünür, umudu kırılır, tevbe etmez. Böyle düşünmeyin. Tevbe ettiğiniz andan itibaren ümidinizi kesmeyin. Eğer gücün varsa, kaza namazı kıl; ama “Kaza namazım var” diye üzülme. Tevbe, her günahı siler, bütün hayırların kapısını açar. “Ellah, tevbe eden her mümini afv eder.” Kim ne derse, desin; ben, böyle inanmışım.

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

25 Oct, 05:57


https://nurmend.com/yazi/594-insaniyet-neyi-gerektirir

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

23 Oct, 07:37


https://docs.google.com/document/d/1_I9rZmWx_JuJdShzotgmJJN-A-X-xnXgZY9ppMJf9mo/edit?usp=sharing

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

23 Oct, 07:37


20241008 7. Söz 4. Ders – Muş

00:00 İnsanın birinci isteği, cemalullah ile müşerref olmaktır. Ondan sonraki en yüksek isteği, bütün derdini unutup, la hayâe fiddîn güzel kızlarla işret etmektir. Ellah, nefs-i insanın iştiha duyduğu her şeyin Cennet’te verileceğini bildirmektedir.

Kur’an, insanın bütün arzu ve hislerini tatmin ediyor. Her nev’ bostanlar, bağlar, bahçeler, üzümler, içkiler, kızlarla muaşeret ve sair bütün arzu ve isteklerin tatminini müjdeliyor. Böyle bir müjde-i Kur’anî’yi bırakıp, geçici dünya metaına bağlanan, ahmaktır.

Cennet içkileri, dünyadaki içkilere asla benzemez. Onları içecek olanlar, rûhânî zevkler içinde kalacaklar; hiçbir arızaya uğramayacaklardır. Ne başları ağrıyacak; ne helâk olma endişesi taşıyacak; ne cisimleri zarar görecek; ne de şuurları gidecek, aklî melekeleri zail olacaktır.

10:54 Bütün aleme vekaleten اِنَّا diyoruz. Bela ve musibetler kendi kendine gelmez. اِنَّا ifadesiyle bütün aleme vekaleten köle olduğumuzu ilan ediyoruz. Ben de köleyim, gelen bela da köledir, sair bütün mevcudat da köledir. Çünkü yer-gök dönmezse bela gelmez ki. Demek bütün mevcudatın hepsi köledir. Öyleyse köleliğini bil. Kölenin söz hakkı yoktur. Peki kime müracaat edeceğiz? وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَۜ diyerek Hakim-i Mutlak’a müracaat edeceğiz.

Öyle bir Hâkim-i Mutlak’ın huzuruna gidiyoruz ki, orada esbabın hiçbir tesiri yoktur. İşte ayet-i kerimede yer alan اِلَيْهِ bu hasra bakıyor. Acz-i beşerin tek ilacı, اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَۜ  cümlesidir. Ondan başka ilaç yoktur.

Ellah, kendisine teslim olup, ahirete iman edene üç mükafat vereceğini va’d ediyor.

Birincisi: Cehennem’den kurtuluştur.

İkincisi: Cennet’e girmektir.

Üçüncüsü: Cemal-i İlahiyle müşerref olmaktır.

35:03 Kölenin malı, mülkü, mülkiyet hakkı yoktur. Öyleyse nedir bu tasarruf? Nedir bu kibir? Nedir bu gurur? “Benim vücudum, benim malım, benim evladım” ifadesi, zalûmiyet ve cehûliyetten başka bir şey değildir. Böyle yapan birisi, Ellah’ın malını zabt eden bir zalim, ilimden bî-behre bir zırcahildir.

Sen, kölesin, fakirsin, hiçbir malın yoktur. Vazifen ise, şükürdür. Köle olduğunu bil, اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ   diyerek Rabbine şükret. اِيَّاكَ نَعْبُدُ diyerek gizli şirki at, temellük davasından vazgeç, istifa et, ubudiyetini ilan et. Gelin, fakr-ı mutlakınızı ilan edin. Gelin, şükrünüzü ifade edin. Fatiha-i Şerife’yi her gün okuyoruz; ama anlamıyoruz. Cennet dahil, gelen bütün nimetlerin şükrünü ifade için اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ   diyoruz. Fakir bir kölesin, hiçbir şeye sahib değilsin.

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

22 Oct, 10:37


https://youtu.be/aPJmz71GKTg?si=uBwZT5y9tidlVI_Y

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

21 Oct, 12:16


https://youtu.be/sLdWlREqDhc?si=EmidtvOVMJWWEZv3

Heybil Yayınlarının çıkarmış olduğu eserleri, resmi YouTube hesabımızdan sesli dinleyebilirsiniz.

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

18 Oct, 13:52


https://www.nurmend.com/yazi/593-nurculuk-ve-mehdilik-ithamlari-hakkinda

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

18 Oct, 13:45


https://docs.google.com/document/d/1ljsZrEi2NByN-VzyVzHPmzxXPbGN1-_-VLo15ex-sQk/edit?usp=sharing

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

18 Oct, 13:45


20241005 7. Söz 3. Ders – Muş

00:00 Resûl-i Ekrem (sav) şöyle buyurmuştur; “Kim, ‘Lâ ilâhe illallâh’ derse Cennet’e girer.” Diğer bir hadîste ise, “Lâ ilâhe illallâh Muhammedü’r-Rasûlullah derse” şeklinde vârid olmuştur. Zîrâ, kelime-i tevhîd, sâdece “Lâ ilâhe illallâh” değildir. “Muhammedü’r-Rasûlullah” da kelime-i tevhîdde dâhildir.

05:55 Ol Muhammed-i Arabî (asm), Ellah’dan getirdiği Kur’an ile herkese ebediyet şifasını veriyor. “Üzülmeyin! Ölüm, idam değil, yokluk değil. Ebedi bir alemde, ebedi bir kavuşma sebebidir” diyor, bu müjdeyi getiriyor. Beşer, bu müjdeye karşı ne kadar şükretse, yine de azdır.

24:19 Zeval ve firak, darağacı gibi önümüzde durmuş. Ölüm, bir aslan gibi pençesini ensemize atmış. Bu hali devamlı bir surette müşahede eden var mıdır? Acz-i mutlaktasın, en ufak bir sineğin ısırmasından tut ta Cehennem’e kadar hadsiz düşmanların bulunmakta. Fakr-ı mutlaktasın, havaya ve suya ihtiyacın olduğu gibi, Cennet’e de muhtaçsın. Haydi bu dört kelimeye çare bul.

50:30 Aziz kardeşlerim! Dağları devirecek, Ağrı dağı cesametinde güçleri bile hak ile yeksan edecek büyük bir inkılaba, azim bir infilaka yaklaşmış bulunuyoruz. Kur’an ve iman selametiyle o azim infilaktan çıkmak, o infilakın altında kalmamak için dua edin.

Ellah, bir taifeyi gönderip, onların eliyle Din-i İslam’ı dünyaya hâkim edeceğine Zatıyla yemin ediyor. Bu yemin boşuna değildir. O değirmenin altında perişan olmamamız, feleğin çarkları altında ezilmememiz için hassaten Kur’an’a ve imana yapışmamızı ve birbirimize dua etmemizi sizden rica ederim.

“Kafası bunaldığı için bu hoca böyle konuşuyor” zannetmeyin. En az üç bin âyet, bu infilak-ı azimi haber vermektedir. O infilak-ı azim geldiği zaman ne Ağrı Dağını tanır ne Muş’un dağını tanır. Hepsini hak ile yeksan eder, götürür. Hiçbir kuvvet, o infilak-ı azimin önünde duramaz. Avrupa Devletlerini değirmenin çarkları altında ezer, götürür. “Bu Hoca deli mi olmuş ki böyle konuşuyor” demeyin. Kur’an ayetleri aramızda şahittir.

Dikkat edin! Ne devletiniz ne kavminiz ne aşiretiniz ne ahaliniz ne Avrupa’nız ne sağınız ne solunuz ne cemaatiniz ne tarikatınız ne şeyhiniz kalır, hepsi gider. Alemde bir tane devlet, bir tane şeyh, bir tane hâkim kalmaz. Ben, Kur’an’a dayanmışım. Kur’an’ın değirmeni gelir, bütün devletleri, bütün ağaları, bütün beyleri, bütün filozofları, bütün gayr-ı meşru hakimleri, bütün devlet erkanını ezer, atar. Sizlere tavsiyem, dikkat etmenizdir. Kur’an’ın değirmeni, en ufak bir yanlışı kabul etmez, sizi de götürür.

Ya Rabbi! Kur’anî derslerimize gelenleri ve ahalimizi o değirmenin çarkları altında ezdirme. İmanımızı muhafaza eyle. Kurtuluşu, Senden bekliyoruz. Âmin.

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

18 Oct, 06:32


https://nurmend.com/yazi/591-o-zat-i-ekrem-asm-nelerden-bahsediyor

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

16 Oct, 15:03


https://www.nurmend.com/yazi/592-mukerreren-ifade-ettigimiz-halde-bizzarure-tekrar-diyoruz-ki-mehdiyyet-diye-bir-davamiz-yoktur

Risale-i Nur Dersleri (Edessa)

14 Oct, 08:08


https://docs.google.com/document/d/1Ru2T5K-BS9Epsqsqxmt9S64B9i8LUKbwSTFy_5gyyU8/edit?usp=sharing