Nefis anadır, akıl ise baba gibidir.
• Cahil kişi, çocuğunu tatlı diller dökerek aldatan ana gibidir. O ana, babaya açıkça; “Çocuğum mektepten bıktı, usandı.” der.
• “Başka bir hanımdan doğsaydı ona bu kadar cefada bulunmazdın, onu bu kadar sıkmazdın.
• Bu çocuğum, senden olmasaydı, bunu ben doğurmasaydım, yine anası bu sözü söylerdi.” der.
• Kendine gel, bu anadan kaç, merhameti kendinin olsun! Babanın tokadı, onun helvasından daha tatlıdır.
• Nefis anadır. Akıl ise baba gibidir. Akla ayak uyduran, önce sıkıntı çeker ama, sonunda rahata kavuşur. Yüzlerce ferahlık bulur.
• Ey akıllar veren Allâh’ım! İmdada yetiş, her şeyi ancak sen dilersin, sen yaparsın, hiç kimse bir şey dileyemez ve yapamaz.
• İstek de sendendir, biz kim oluyoruz? Evvel de sensin, ahirde sensin.
• Hem sen söyle, hem sen işit, hem sen ol! Biz bu kadar varlığımızla var gibi görünen yoklardan ibaretiz.*
*_Hz. Mevlana Dîvan-ı Kebîr’inde şu aldığım beyti ihtiva eden gazellerinde, bu konuyu çok hoş bir şekilde ifade buyurmuştur:_
_“Bizim bedenlerimiz birer evdir. Ruhlarımız da o evlere ötelerden gelip konmuş birer misafirdir. Ey Allâh’ım! Biz yokuz. Tenlerimiz de, canlarımız da senin gölgenden ibarettir. Aslında tenlerimiz de, misafir olan canlarımızın canı da sensin.”__
• Allâh’ım bize emirler verdin, tekliflerde bulundun. Kullukta bulunmamızı diledin. Lütfet de secdeye rağbetimizi artır. Bize ibadet zevki ver! Cebir inancının tenbelliğinden bizi koru! Cebir tenbelliği ile şevkimizi söndürme!*
*_Cebr inancı Mesnevî’nin bir çok yerinde geçmişti. Bilindiği gibi cebr inancında olan kişi, her şeyi Cenab-ı Hakk yaptırıyor diye ibadette tenbellik eder. Hatta suç işlediği zaman da; “Benim elimde bir şey yok ki!” diye iblis gibi işin içinden çıkmak ister. Evet her şey Hakk’tandır. Amenna, fakat bizim de cüz’î de olsa bir irademiz vardır. Eğer böyle olmasaydı peygamberler gönderilmezdi. Yollarını sapıtmış insanlara kurtuluş yolları gösterilmezdi. Allâh’ın inayeti ile, ibadet ve gayretle, iyiliklerle, insanın kurtulacağı, iyi yolu bulacağı bir gerçektir. “Takdîr-i ezelin gayrete âşık olduğunu” unutmamamız gerekir._
• Cebir, kâmil insanların kolu, kanadıdır. Tenbellerin ise ayak bağıdır, zindanıdır.*
*_Cebr Allâh’tan başka kimsede kuvvet ve kudret olmadığına, her şeyin, her hadisenin onun emri ile, onun takdiri ile olduğuna inanmaktır. Cenab-ı Hakk’ın iradesi dışında hiç bir şeyin meydana gelmediğini bilmektir, insanın kendi cüz’î iradesini gerek hayıra ve gerekse şerre yöneltmesi de, Hakk’ın irade ve ihtiyarından olduğunu anlamaktır. Bu çeşit cebre “Mahmud Cebr” (Beğenilen, makbul olan cebr) diyorlar. Kendi irade ve ihtiyarını tamamıyla Hakk’ın irade ve ihtiyarına bırakan kimsede, her şeyi yapan, halk eden Allâh’tır inancı yerleşir, bu inanç onu kurtarır ve felakete sürüklemeyebilir. Bu cebr, kâmil ve ariflere kol kanat olur. Onları daha çok iyilik yapmaya, kulluk etmeye teşvik eder. Fakat kendi varlığından kurtulmamış olanlara da cebr inancı zindan olur. Onları yoldan çıkarır. Bu cebre arifler “Mezmum Cebr” (=Makbul olmayan cebr) diyorlar._
• Bu cebir inancını sen Nil nehri gibi bil! İnanan kişiye su, inanmayan kişiye kandır.
• Kanat vardır, doğanları padişaha götürür. Kanat vardır, kuzgunları mezarlığa, leşe uçurur.
📖Mesnevî Şerif- Şefik Can Tercümesi
🪶Hz. Mevlana Celaleddin Rumi
#mesnevisohbetleri ☘