GÖRÜLEN LÜZUM ÜZERİNE..
Cübbeli Ahmet Hocaefendi’nin Habertürkteki yayını üzerine
25 Mart 2024 Tarihinde yayınlamış olduğumuz
Rabıta Hususundaki Şahitliğimizi tekrar paylaşıyoruz…
Râbıta-i Şerîfe’nin Bundan Sonra Efendi Hazretlerimize Yapılacağı Hususu.
Tarîkat kolumuzdaki râbıta’nın artık bundan böyle ilâ-mâşâellâh Efendi Hazretlerimize yapılmaya devam edeceği hususu, bendeniz fakir Ulu Pirimiz Mahmud Efendi Hazretlerimizin Hizmetkârı Muhammed Keskin’in de şahitlik edeceği üzere; Cübbeli Ahmet Hocaefendi’nin dediği gibidir. Hocaefendinin sözünü etmiş bulunduğu, Efendi Hazretlerimizle aralarında geçen konuya ilişkin diyaloglar, benim de şahitliğimde gerçekleşmiştir.
بسم الله الرحمن الرحيم
الحمد لله، والصلاة والسلام على رسول الله وعلى آله وأصحابه ومن اهتدى بهداه أما بعد.
Güncel gelişmelere istinâden gördüğümüz lüzum üzerine; Cemaatimizin gündemini meşgul eden bazı konulara açıklık getirmek, bu hususlardaki bilgi ve itikadlarımızı, duygu ve düşüncelerimizi beyan ve izâh etmek ihtiyacımız hâsıl olmuştur.
Öncelikle ifade etmek isteriz ki:
Her aklıselim Müslüman’ın da şeksiz-şüphesiz kabul ve itiraf edeceği üzere: Şerîat-ı garrâ’nın, Ehl-i sünnet’in ve Tarîkat-ı aliyye’nin gözetilmesi, Ümmet-i Muhammed Aleyhisselam’ın en mühim ve en önde gelen maslahatlarıdır. Bunların muhâfazası, kurumlarının, eğitim-öğretimlerinin, icra ve tatbiklerinin, usul ve erkânlarının muhâfazasıyla mümkündür.
Bu meyanda; Rabbimiz Teâlâ Hazretleri’nin ihsân-u ikram’ı olarak, 15. Asr’ın Müceddidi Sevgili Mürşidimiz: Mahmud Efendi (Kuddise sırruhû) Hazretlerimiz’in, Ulûm-i şer’iyyeyi tedrîs, Şer’îat-i garrâ’yı tahkîm, Sünnet-i seniyye ile amel, sûfiyân’ı irşad ve halkı dâvet sahalarında ortaya koyduğu eşsiz tecdîd’in, alın teri ve manevî mirası olan, büyük fedakârlıklarla inşa ettiği bu kutlu İslam cemaatinin ve köklü dini hizmetlerin, sağlığı ve hayatı pahasına ömrünce sergilediği nadîde istikamet örneğinin doğru biçimde ve iyi anlaşılması, bunların dış müdâhalelerden, tebdîl-u tahriften, unutturulmaktan ve hebâ olmaktan korunması ve idâme ettirilerek yaygınlaştırılması, -en mühim ve öncelikli bir görev olarak- vekilleri, talebeleri ve hizmet erleri olan biz âcizlere terettüb etmiştir. Dînî mükellefiyetlerimiz ve Sevgili Mürşidimize vefâmız, bu görevleri üstlenmemizi gerektirmektedir.
Bu sâikten yola çıkarak değinmek istediğimiz gündem konuları şöyledir:
1- Efendi Hazretlerimiz Kendisinden Sonraya Halîfe Bırakmışmıdır?
Efendi Hazretlerimiz, kendisinden sonrası için muayyen bir Halîfe tayin etmemiştir. Bu husus, sosyal medya mecralarında paylaşılmış olan meşhur video kaydından, bu kayıtta suret ve sesleri bulunan cemaatimizin güzide hocalarının şehadetlerinden, sair hoca efendiler ’in nakillerinden ve gösterebileceğimiz sair delillerden de anlaşılacağı üzere; tartışma götürmez bir hakikattir.
2- Râbıta-i Şerîfe’nin Bundan Sonra Efendi Hazretlerimize Yapılacağı Hususu.
Tarîkat kolumuzdaki râbıta’nın artık bundan böyle ilâ-mâşâellâh Efendi Hazretlerimize yapılmaya devam edeceği hususu, bendeniz Muhammed Keskin’in de şahitlik edeceği üzere; Cübbeli Ahmet Hocaefendi’nin dediği gibidir. Hocaefendinin sözünü etmiş bulunduğu, Efendi Hazretlerimizle aralarında geçen konuya ilişkin diyaloglar, benim de şahitliğimde gerçekleşmiştir.
3- Efendi Hazretlerimiz’in Yolu Vekilleri Vasıtası İle Devam Ettirilecektir.
Cemaatimizin önde gelen Hoca Efendilerinden bazıları ve bazı kadim ihvanlarımız, Efendi Hazretlerimizin; ‘’Yolum, bundan sonra vekillerim vasıtasıyla devam edecektir.’’ mealinde ifadeler buyurduğuna şahitlik etmektedirler. Ve yine Efendi Hazretlerimizin şöyle buyurduğu aktarılmaktadır: ‘’Biz bir yere bir görevli tayin etsek ve bizim öğrettiğimiz usuller üzerine istikametten ayrılmasa, bu kimse kâmil mükemmil mürşid gibidir!.’’
4- İtikadımıza göre;
Müceddid Mahmud Efendi Kuddise Sirruhû Hazretlerimiz’in "Allah'ım ebedi kılsın onu!" dualarına medar olan, kendi mübarek isimlerini vermiş bulundukları; 'Mahmud Efendi Cami-i Şerifi' ve külliyesi ile "Dine Davet Binası" adını vermiş oldukları 'Hane-i Saadetleri'nde, hayat-ı şahnelerinin son yirmi yılında