🦋‼️SURIYE VE NUSAYRİLİK
Beşer esed yönetiminin yıkılması ile birlikte gündeme gelen nusayrilik konusunu ele alalım istedim... çünkü nusayriliğin ne olduğunu bilmeden, Suriye'de yaşananları asla anlayamazsınız...
Nusayrilik, Müslümanlar arasında ortaya çıkan Şii kökenli fırkalardan biridir..Batınîlik ve gizlilik esaslı yaşantıyı tercih eden bir mezheptir... Bu mezhep 8. ve 9. yüzyılda ortaya çıkmıştır.. kurucusu ise Muhammed Bin nusayır'dır...Şii’lerin 11. İmamı Al Askarinin çocuğu yoktur..Onun ölümünden sonra Şii’ler imam silsilesinin kesilmesiyle derin sıkıntıya düşerler..Fırsatı değerlendiren Muhammed Bin nusayir, kendisini bu dinin, bu mezhebin imamı ilan eder.. kendisinin Ali el-Hâdî tarafından peygamber olarak gönderildiğini duyurur... Onun bu iddiasına inananlar olduğu gibi, karşı çıkanlar da olur... Hatta Şiilerin arasından büyükçe bir grup Muhammed Bin nusayrı kafirlikte suçlar... Öldürülmekten korkan nusayrilar bulundukları bölgeden ayrılıp, Suriye’nin Batısındaki Latakya dağlarına kaçarlar..Burada yaşamaya başlarlar... Ama zarar görmemek için dini inanç ve görüşlerini dış dünyaya kaparlar...
Görüşleri ve yaşayışları sapkındır...
kur'an ile beraber, bambaşka referansları, özellikle de hasîbî adlı birinin yorumlarını ictihad, hatta dinin temel ölçüsü kabul ederler...sünnet sahasını, ehl-i sünneti ve müktesebatını bütünüyle reddederler...
Nusayrîlikte en büyük sır üçlü tanrı tasavvurudur...
Nusayriler teslise inanırlar... (mana, isim, bab)... Hz Ali'yi mana, Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'i isim..Selman al Farisi'yi bab, olarak görürler... Allahü Teala'nın Hazreti Ali'de vücut bulduğuna... inanırlar...
Nusayrîler, bâtınî tevil görüşüne sahiptirler.. ve bu inançlarının gereği olarak bütün İslâmî esasları zâhirî anlamından çıkarıp, İslâm'a zıt bâtınî anlamlara hamlederler...
Oruç, Haç, Namaz gibi Kuran’ın apaçık emirlerini yerine getirmedikleri gibi, bunların mecazi manada kullanıldığına inanırlar...
Nusayriler'de cem evi veya cami kültürü yoktur... Nitekim, bildiğimiz manada namaz kılmazlar... Amcalık namazı denen abdestsiz rükusuz secdesiz bir namaz kılarlar... Hac kültürü vardır... Ama o da yine bizim bildiğimiz manada değildir... Onlar Hac yapıyoruz diye Nusayri şeyhlerini ziyaret ederler ..Nusayrîler, tıpkı Hıristiyanlıktaki gibi şarabı kutsarlar ve ayinlerinde kullanırlar...Kutsama merasimlerinde şarap ve ekmek takdis ederler..Bu mezhepte, gizlenme, takiyyecilik dini inançların bir parçasıdır..Nusayrilerde mezhep kültürü sadece Seçkin kişilere ve hocalara öğretilir... Sıradan halk "nusayriyiz" derler ama mezheplerinin esaslarını kendileri bile bilmezler... Sırları dışarıya çıkaran hocalarda idam edilir... Bu mezhep gizlilik esasına göre yaşandığı için, onlarda tıpkı Yahudiler gibi Nusayri doğulduğuna inanırlar... Sonradan nusayriliğe girmek yoktur... Onlarda Cennet ve cehennem inancı da yoktur... Reenkarnasyon inancı yaygındır... Hiçbir zaman Müslümanlardan yana olmamışlardır.. Haçlılar ile beraber olup, Müslümanlara karşı savaşmışlardır...
Birinci Dünya savaşı esnasında Fransızlar Nusayrilere askeri eğitim ve teçhizat verirler...işgal yıllarında onları en yüksek bürokratik pozisyonlara tahsis ederler... Böylece onlar üzerinden Suriye'yi yıllarca sömürmeyi başarırlar...
1960'lı yılların sonunda,Nusayri kökenli Hafız El Esed Suriye’nin Savunma bakanıdır..Esed İsrail ile anlaşma yoluna gidip, onlara Golan tepelerinin verilmesine karşılık, 1970’de darbe ile Suriye’nin başına diktatör olma yetkisini kazanır...Esed başa geçer geçmez sistematik olarak Nusayrileri tüm devlet kademelerine yerleştirir.. bunlarda takiyecilik kültürü yaygın olduğu için, kendilerini halkın arasında belli etmemelerini, Müslüman gibi davranmalarını ister...Esedin başkanlığı süresince Sünni Müslümanlar tutuklanır ve katledilir... esed en büyük katliamını 1982 yılında Hama'da Hama’da 40 bin civarında Sünni müslümanı çoluk, çocuk, kandın, yaşlı demeden katlederek gerçekleştirir... Bu dönemde sayısız tecavüzler yaşanır...