آخرین محتوای به اشتراک گذاشته شده توسط TKP’nin Sesi در تلگرام
TKP’nin Sesi
24 Feb, 12:33
474
🚩Boyun Eğme'nin, "Yönetemiyorlarsa Biz Halkız, Biz Yönetiriz" manşetli sayısında TKP'nin gündemdeki başlıklara ilişkin değerlendirmelerini, uluslararası gelişmeleri ve özel röportajları okuyabilirsiniz.
📩Gazetemizi edinmek için semt evlerimizi ziyaret edebilir, sayfamıza mesaj atabilir ya da bize WhatsApp'tan ulaşabilirsiniz👇🏼
wa.me/905052971917/
TKP’nin Sesi
24 Feb, 07:41
504
🔴Bu akşam Komünist Bakış'ta Mert Doğan soruyor, TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan yanıtlıyor:
Bir Haftada Bütün Efsaneler Yerle Bir
📌AKP Kurultayı 📌CHP'de ön seçim 📌Ukrayna'da Trump ne istiyor? 📌Almanya seçimleri
Komünist Bakış bu akşam, saat 22.00'de, soLTV YouTube kanalında yayında!
👉🏼youtube.com/soltvkanal
TKP’nin Sesi
23 Feb, 16:28
488
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Eskişehir'de "Biz Yönetiriz" etkinliğinde konuşuyor.
"'Amerika'ya meydan okuyoruz' diyorlar. TKP dışında kimse İncirlik Üssü ile uğraşmıyor. İncirlik neden önemli biliyor musunuz? Adana’daki bu üste nükleer silahlar var.
Bu silahlar ABD’nin. Diyelim ki bir gerilim oldu; Türkiye, bu nükleer silahlar yüzünden nükleer tehdit altında. Türkiye’nin şu anda nükleer silahı yok ama topraklarımızda nükleer silahlar var."
Eskişehir'de "Biz Yönetiriz" demek için yan yanayız.
TKP PM Üyesi, Sanatçı Orhan Aydın ve Ömer Faruk Erol'un konuşmalarının ardından, yönetememe krizinin ve sermaye düzeninin ülkemizi nasıl felaketlere sürüklediğine ilişkin sinevizyon gösterimi başladı.
📌TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, X hesabı üzerinden paylaşımda bulundu:
"Bazı TÜSİAD yöneticilerinin 'solcu'luklarına ilişkin iddialar, son açıklama öncesinde de dillendiriliyordu. Türkiye’nin en tepesindeki patron ailesinin fertlerine dair benzer doğrultuda tanıklıklar yıllardır gündemde.
İlkel güdülerle, ham öfkeyle, kaba ideolojik referanslarla hareket etmediğimiz için bunlardan hiç etkilenmedik. Karşıt bellediğimiz patron sınıfı ille cahil, yontulmamış, sınıfının kaçınılmaz kötülüklerini her boyutuyla benimsemiş bireylerden oluşmuyordu.
'Ya bir tanısan, çok aydın biri' dendiği de oldu büyük bir iyi niyetle. Yıllar önce gazeteciyken tanıdım da bir tanesini. Bir diğeriyle tesadüfen karşılaştım. Tarihsel açıdan burjuvaziye karşı fikirlerim hiç değişmedi. Kapitalizm insanlığın bugün çektiği bütün acıların kaynağıdır. Milyarlarca kişinin şu anda sömürü mekanizmalarının doğrudan ve dolaylı sonuçlarından dolayı çektiği ızdıraplar, sermaye sınıfının üyeleriyle bir empati geliştirilmesine izin vermiyor.
Son açıklamayla birlikte dillendirilen 'sıfırdan, çalışarak bu noktalara gelmiş' tezine gelince… Sıfırdan ya da sıfıra yakın bir noktadan çok büyük servetlere ulaşan patronlar vardı, olmaya devam edecek. Bunların çok çalışıp çalışmadığının bir önemi bulunmuyor. Ancak kapitalist piramidin yukarılarına tırmanmak için çok çalışmak değil çok çalıştırmak gerektiği bilinmeli.
Ülkemizde ve dünyada yoksulların az çalıştığını ima etmektir, 'çalışıp kazanmış' ifadesi. Ayıptır.
Patronlar dünyasında hayatını işçi sınıfının kurtuluşuna adayan aydın ve sanatçıların izlenmesi, hatta beğenilmesinde ise şaşırtıcı hiçbir şey yoktur. Kendi sınıfları uzun süredir çürüme dışında bir şey üretemiyor. Beethoven’ı, Schiller’i, Balzac’ı yaratan burjuvaziden eser yok. Ancak ellerindeki sınırsız olanaklarla, bir yandan toplumu karanlığa gömerken diğer yandan “bireysel” olarak kendilerini aydınlıkta tutmayı becermiş patronlarla karşılaşılması son derece doğal.
Parasıylan değil mi!
TÜSİAD patronları arasında anket yapılsa en sevdikleri şair kuşkusuz Nâzım Hikmet çıkar. Biraz da her şeye hükmetme, her şeyi kendi dünyalarına bağlama çabasının ürünüdür bu. Hayatta beceremezler Nâzım üzerinde hegemonya kurmayı ama yine de bunu isterler.
Ya sıkışınca? Tehdit algılayınca?
Burjuvazinin çok 'gelişkin' ve 'medeni' olduğu iddia edilen Avrupa’da nasıl olduysa aynısını yaşarız. Zaten yaşadık da…
Nâzım Hikmet bu ülkede yasaklıydı, egemen sınıfımızın keyfi için! Avrupa’da ise Çaykovskiy ve Dostoyevskiy’i yasakladılar daha dün.
Boş verin TÜSİAD için kaygılanmaya… Bu ülkede savunulması gereken bir halk var.
TÜSİAD kaygılanabilir elbette. AKP’den değil ama. Gülü seven dikenine katlanır!
Halkın, emekçilerin kendini savunmaya başlamasından kaygılanmalı TÜSİAD ve diğer kardeşleri…"
📌soL TV’nin ilk bölümü 1 Şubat’ta yayımlanan ve büyük ilgi çeken belgesel serisi “Medusa’nın Salı: Bir AKP Belgeseli”, ikinci bölümüyle izleyiciyle buluştu.
👉🏼 youtu.be/qovrI8UPfWo
Belgesel ikinci bölümünde AKP'nin iktidar yolculuğunun 2002-2004 yılları arasındaki kritik dönemeçlerine odaklanıyor. Özelleştirmeler, IMF programı, Avrupa Birliği uyum süreci, 1 Mart Tezkeresi ve Irak'ın işgalinin yanı sıra patronların AKP'ye olan desteği, askerin tepkileri ve muhalefetle mücadelesi de ayrıntılı olarak anlatılıyor. TESEV krizi ve Kıbrıs Referandumu gibi olaylar üzerinden sermaye sınıfındaki farklı eğilimlerle AKP'nin stratejik manevraları inceleniyor.
Türkiye’de siyasi ve ekonomik güç dengelerindeki değişim, iş dünyasının AKP'ye ekonomik istikrar ve büyüme beklentileriyle verdiği destek, medya ve liberal çevrelerin yeşil ışık yakması gibi başlıklar üzerinden ele alınırken bu bölümde "Yeni Türkiye" söyleminin inşa süreci ve eski rejimin tasfiyesi üzerinde duruluyor.
TKP’nin Sesi
18 Feb, 12:36
438
NATO’suz bir ülkemiz mutlaka olacak. Emperyalistlerin müdahalesinden uzak, onların operasyonlarının parçası olmayan, bölgenin emekçi sınıflarına barış, dostluk ve eşitlik taşıyan Türkiye, mutlaka NATO’suz olacak.