𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

@tevhid_kitap_pdf


📚مذهب الحنابلة و عقيدة السلفية🖊️


📚HANBELÎ MEZHEBÎ

VE

SELEFÎYYE AKÎDESÎ🖊️

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

23 Oct, 03:29


Yezid b. Zurey' (rahimehullah) dedi ki:

لِكُلِّ دِينِ فُرْسَانُ وَفُرْسَانُ هَذَا الدِّينِ أَصْحَابُ الْأَسَانِيدِ

"Her dinin süvarileri vardır. Bu dinin süvarileri de isnad sahipleridir

ذم الكلام و أهله

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

22 Oct, 19:45


Pir tişt hebûn di dilda,lê peyvekî derneket ji devda…
Tenê çîrok dibin
helbest,dimînin û namirin…
🤍

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

22 Oct, 14:53


لا شيء أشجع من الحصان الأعمى

"Kör attan daha cesur bir şey yoktur."

Cahil de bilmediğini konuşmak hususunda cesurdur...

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

21 Oct, 02:23


٢١١ - عن أبي حميد عبد الرحمان بن سعد السَّاعِدِي الله قَالَ: اسْتَعْمَلَ النَّبِيُّ اللهِ رَجُلًا مِنَ الْأَرْد يُقَالُ لَهُ: ابْنُ النَّبِيَّةِ عَلَى الصَّدَقَةِ، فَلَمَّا قَدِمَ، قَالَ: هَذَا لَكُمْ، وَهَذَا أَهْدِيَ إِلَيَّ، فَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ ﷺ علَى الْمِنْبَرِ فَحَمِدَ اللَّهِ وَأَثْنَى عَلَيْهِ، ثُمَّ قَالَ: «أَمَّا بَعْدُ، فَإِنِّي أَسْتَعْمِلُ الرَّجُلَ مِنْكُمْ عَلَى العَمَلِ مِمَّا وَلَاتِي اللَّهُ فَيَأْتِي فَيَقُولُ: هَذَا لَكُمْ وَهَذَا هَدِيَّةٌ أُهْدِيتْ إِلَيَّ، أَفَلَا جَلَسَ فِي بيت أَبِيهِ أَوْ أُمِّهِ حَتَّى تَأْتِيَهُ هَدِيَّتُهُ إِنْ كَانَ صَادِقًا، وَاللَّهِ لَا يَأْخُذُ أَحَدٌ مِنْكُمْ شَيْئًا بِغَيْرِ حَقَّهِ إِلَّا لَقِيَ اللَّهُ تَعَالَى، يَحْمِلُهُ يَوْمَ القِيَامَةِ، فَلا أَعْرَفَنَّ أَحَداً مِنْكُمْ لَقِيَ الله يَحْمِلُ بَعِيراً لَهُ . رُغَاءَ، أَوْ بَقَرَةً لَهَا خُوَارٌ، أَوْ شَاةٌ تَبْعَرُ ثُمَّ رفع يديهِ حَتَّى رُوِيَ بَيَاضُ إِبْطَيْهِ، فَقَالَ: «اللَّهُمَّ هَلْ بَلِّغْتُ» ثلاثاً مُتَّفَقٌ عَليهِ

🪶211-) Ebû Humeyd es-Sâidî (r.a.): "Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Ezd kabilesinden Lütbiyye oğlu denilen bir kimseyi (Süleymoğulları'nın) zekâtını toplamaya görevlendirdi. Zekâtları toplayıp geldiğinde: "Şu, sizin malınız, şu da benim, bana hediye verildi." dedi. Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, minbere çıktı, Allah'a hamdü sena ettikten sonra şöyle buyurdu: "Bundan sonra şunu belirtirim ki, Allah'ın benim sorumluluğuma verdiği bir işte sizden birisini görevli olarak atıyorum. Sonra bu kimse görevinden geliyor ve: "Şu, sizin, şu da bana verilen hediyedir." diyor. Eğer bu kimse sözünde doğru ise, babasının veya annesinin evinde oturmuş iken de ona hediye gelir miydi! Allah'a yemin olsun ki, sizden biriniz haksız olarak bir şey alırsa, kıyamet günü o şeyi yüklenmiş olarak Yüce Allah'ın karşısına çıkar. Sizden birinizin, böğüren bir deve veya böğüren bir inek veya meleyen bir koyunu yüklenmiş olarak Allah'ın karşısına çıktığını asla görmeyeyim." Sonra Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, koltuklarının altının beyazlığı görülecek kadar ellerini kaldırdı ve üç defa: "Allah'ım tebliğ ettim mi?" buyurdu.

Hadis, müttefekun aleyhtir.

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

19 Oct, 18:12


Özgür olanlar sadece Allah'a kul olanlardır!

Geri kalanlar ise; dünyanın
girdabına girmiş birer tutsaklardır..

:)

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

18 Oct, 16:11


🪶Müslümanların Emire itaati nasıl olmalıdır?


📜(٢٦) وَالْجِهَادُ مَاضٍ قَائِمٌ مَعَ الْأَئِمَّةِ بَرُّوا أَوْ فَجَرُوا، وَلَا يُبْطِلُهُ جَوْرُ جَائِرٍ، وَلَا عَدْلُ

عَادِل.

🪶26- Cihâd, iyi de olsalar fâcir de olsalar imamlarla birlikte (kıyamete kadar) geçerlidir. Onu ne zâlimin zulmü ne de âdilin adâleti geçersiz kılar.

📜(۲۷) وَالْجُمُعَةُ وَالْعِيدَانِ وَالْحَجُّ مَعَ السُّلْطَانِ وَإِنْ لَمْ يَكُونُوا بَرَرَةً عُدُولًا، وَلَا أَلْقِيَاءَ.

🪶27- Cuma namazı, bayram namazları ve hac; sâlih, âdil ve takva sahibi kimseler olmasa bile sultânlar ile birlikte edâ edilir.

📜(۲۸) وَدَفْعُ الخَرَاجِ وَالصَّدَقَاتِ وَالْأَعْشَارِ وَالْفَيْءِ وَالْغَنِيمَةِ إِلَى الْأَمَرَاءِ عَدَلُوا فِيهَا

أم جَارُوا.

🪶28- Haraçlar, zekâtlar, öşürler, fey' ve ganîmet; bunlar hususunda âdil de davransalar haksızlık da etseler yöneticilere verilir.

📜(۲۹) والْإِنْقِيَادُ لِمَنْ وَلَّاهُ اللهُ أَمْرَكَ لا تَنْزِعُ يَدَكَ مِنْ طَاعَةٍ، وَلَا تَخْرُجْ عَلَيْهِ بِسَيْفِكَ

حَتَّى يَجْعَلَ اللهَ لَكَ فَرَجًا وَمَخْرَجًا

🪶29- Allah'ın işinin başına getirdiği kimseye boyun eğmen gerekir. Allah senin için bir kurtuluş ve çıkış kapısı var edene kadar elini itaatten çekme, ona karşı kılıcınla isyân etme.

Harb El-Kirmani رحمه الله Essünne syf 40

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

17 Oct, 12:19


Salihlerle ibadetlerde yarışamıyorsan, günahkarlarla istiğfarda yarış.

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

17 Oct, 12:15


𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF pinned «قَالَ أَبِي وَاتِّفَاقُ أَهْلِ الْحَدِيثِ عَلَى شَيءٍ يَكُونُ حُجَّةً İbnu Ebî Hâtim dedi ki; Babam Ebû Hâtim dedi ki; Hadîs Ehli bir şey üzerinde ittifâk ederse, o hüccet olur. İbnu Ebî Hâtim, el-Merâsîl»

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

15 Oct, 17:58


قَالَ أَبِي وَاتِّفَاقُ أَهْلِ الْحَدِيثِ عَلَى شَيءٍ يَكُونُ حُجَّةً

İbnu Ebî Hâtim dedi ki;

Babam Ebû Hâtim dedi ki;

Hadîs Ehli bir şey üzerinde ittifâk ederse, o hüccet olur.

İbnu Ebî Hâtim, el-Merâsîl

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

15 Oct, 05:34


🪶Kanalı paylaşarak destek olabilirsiniz




https://t.me/tevhid_kitap_PDF

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

15 Oct, 03:25


ÖLEN KİMSENİN KEFENİ


٦١٥. عَنْ خَبَّابِ بْنِ الْأَرَبِّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ هَاجَرْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ نَبْتَغِي وَجْهَ اللَّهِ فَوَجَبَ أَجْرُنَا عَلَى اللَّهِ فَمِنَّا مَنْ مَضَى لَمْ يَأْكُلْ مِنْ أَجْرِهِ شَيْئًا مِنْهُمْ مُصْعَبُ بْنُ عُمَيْرٍ قُتِلَ يَوْمَ أَحُدٍ فَلَمْ يُوجَدْ لَهُ شَيْءٌ يُكَفِّنُ فِيهِ إِلَّا نَمِرَةٌ فَكُنَّا إِذَا وَضَعْنَاهَا عَلَى رَأْسِهِ خَرَجَتْ رِجْلَاهُ وَإِذَا وَضَعْنَاهَا عَلَى رِجْلَيْهِ خَرَجَ رَأْسُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ضَعُوهَا مِمَّا يَلِي رَأْسَهُ وَاجْعَلُوا عَلَى رِجْلَيْهِ الْإِذْخِرَ وَمِنَّا مَنْ أَيْنَعَتُ

لَهُ ثَمَرَتُهُ فَهُوَ يَهْدِبُهَا

🪶 Habbab b. Erett (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

"Biz, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'le birlikte Allah yolunda O'nun rızasını isteyerek hicret ettik. Dolayısıyla mükafatımızı vermek Allah'ın üzerine gerekli oldu. Kimimiz (hicret) mükafatından hiçbir şey yemeden (ahirete) göçüp gitti. Bunlardan biri de, Mus'ab ibn Umeyr'dir. O, Uhud günü şehid olmuştu da bir kaftan/hırkadan başka ona kefen yapacak bir şey bulunamadı. Kaftanı onun baş tarafına koyduğumuzda (aşağı kısım dan) ayakları dışarıda kalıyor, kaftanı ayaklarının üzerine koyduğumuzda başı açıkta kalıyordu. (Bu yokluk karşısında) Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bize:

- Kaftanı başından itibaren sarın, ayaklarının üzerine de izhır (denilen kokulu ottan) koyun' buyurdu.

" Kimimize de hicret semeresi ulaştı ve bu meyveyi devşirenler de vardı.

(Buhâri, Cenäiz 27, Menakibu'l-Ensar 45, Meğází 17, 26, Rikak 7, 16; Ebu Dávud, Vesâyà 11 (2876); Tirmizi, Menakıb 54 (3853); Nesai, Cenaiz 40)

٦١٦. عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهَا قَالَتْ كُفِّنَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي ثَلَاثَةِ أَثْوَابِ بِيضِ سَحُولِيَّةٍ مِنْ كُرْسُفٍ لَيْسَ فِيهَا قَمِيصٌ وَلَا عِمَامَةً أَمَّا الْحُلَّةُ فَإِنَّمَا شُبِّهَ عَلَى النَّاسِ فِيهَا أَنَّهَا اشْتُرِيَتْ لَهُ لِيُكَفِّنَ فِيهَا فَتُرِكَتِ الْحُلَّةُ وَكُفِّنَ فِي ثَلَاثَةِ أَثْوَابِ بِيضِ سَحُولِيَّةٍ فَأَخَذَهَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِي بَكْرٍ فَقَالَ لَأَحْبِسَنَّهَا حَتَّى أُكَفِّنَ فِيهَا نَفْسِي ثُمَّ قَالَ لَوْ رَضِيَهَا اللَّهُ عَزَّ

وَجَلَّ لِنَبِيِّهِ لَكَفْتَهُ فِيهَا فَبَاعَهَا وَتَصَدَّقَ بِثَمَنِهَا

🪶 Aişe (r.anha)'dan rivayet edilmiştir:

"Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Sehuliyye denilen pamuklu üç parça beyaz Yemen bezi içine kefenlendi. Bunların içerisinde gömlek ile sarık yoktu. (Bir Yemen elbisesi çeşidi olan ve izar ile ridadan ibaret olan) hulleye gelince, bunun, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e kefen yapmak için satın alınıp alınmadığı hususunda insanlar şüpheye düştüğünden hulle kullanılmadı. Dolayısıyla Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Sehuliyye (denilen) üç parça pamuklu beyaz (Yemen) kumaşı içerisine kefenlendi.

Bu elbiseyi, Abdullah ibn Ebi Bekr alıp:

Ben bu hulleyi kendime kefen yapmak için muhafaza edecegim dedi. Daha sonra da:

" Yüce Allah, buna, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem için razı olsaydı ona kefen yapardı" diyerek hulleyi sattı, parasını da sadaka olarak verdi.


(Buhári, Cenäiz 19, 24, 25, 94; Ebu Davud, Cenäiz 29-30 (3151); Tirmizi, Cenâiz 20 (996); Nesai, Cenäiz 39, İbn Máce, Cenâiz 11 (1469); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/40, 93, 118, 132)

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

14 Oct, 20:03


Ji bîr neke piştî her zivistanê
Bihar ,
Piştî her tengasîyê
Firehî tê

———————————————————

Unutma her kıştan sonra bahar,

Her darlıktan sonra ferahlık gelir

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

14 Oct, 17:15


Okumayanlar için okumanızı tavsiye ederim

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

14 Oct, 17:14


📌Ebu Hanife hakkında sahih gerçekler

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

14 Oct, 16:56


وَلَا تَدْعُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مَا لَا يَنْفَعُكَ وَلَا يَضُرُّكَۚ فَاِنْ فَعَلْتَ فَاِنَّكَ اِذًا مِنَ الظَّالِم۪ينَ



Allah'ı bırakıp sana bir yararı veya zararı dokunmayacak şeylere dua etme Eğer böyle yaparsan o zaman zalimlerden (müşriklerden) olursun.

Yunus suresi 106

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

13 Oct, 03:03


İshâk bin İbrahim İbn Hâni (h.275) rahimehullah dedi ki:

قلت لأبي عبد اللَّه: كيف للرجل أن يعرف المتشابه من المحكم؟ قال: المتشابه: الذي يكون في موضعٍ كذا، وفي موضعٍ كذا، مختلف.والمحكم: الذي ليس فيه اختلاف.

Ebû Abdullah’a (İmam Ahmed’e)

Bir kişi müteşabih ve muhkem (ayetleri) nasıl ayırt edebilir?" diye sordum.

Dedi ki: Müteşabih; bir yerde şöyle, başka bir yerde böyle olan ve farklılık arz eden şeydir. Muhkem ise hiçbir farklılığı olmayan şeydir.

Mesail İbn Hâni, 1917

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

12 Oct, 03:03


Harb dedi ki. İshak Rahimehullah'a şöyle dedi:

kişi müşrik hakkında akıl sahibi bir adam diyebilir mi ?

dedi ki; onlar hakkında böyle demek gerekmez çünkü onların akılları yoktur.

Harb el kirmani mesail 2/881
İbn kayyım ahkamu ehli'z Zimme 3/13 35

𝐓𝐞𝐯𝐡𝐢𝐝 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐩 PDF

11 Oct, 15:43


Ebû Şuayb dedi ki: “Ömer bin Abdülaziz rahimehullah şöyle yazdı: Cuma günü ilmi yayın, nitekim ilmin musibeti unutmaktır. Ayrıca cuma gününde Nebî'ye ﷺ çokça salât ediniz.”

Ubeyd b. Ebî Bekre dedi ki: Şöyle denilirdi:

"Cuma günü insanların en hayırlısı Nebî ﷺ salât ve selâm getirendir."

İmam Şafii rahimehullah dedi ki:

“Allah Rasulune ﷺ her hâldeyken salât etmeyi severim. Cuma günü ve gecesinde salât etmek ise daha da şiddetli bir mustehaptır.”

اللهم صل وسلم على نبينا محمد.