📆 Tasua Muharrem ayının 9. günüdür. Hicretin 61. yılında böyle bir günde Şimr, dört bin kişilik ordusu ve Yezidin kufe valisi Ubeydullah b. Ziyad’dan bir mektupla Kerbela’ya varır. Ubeydullah, mektupta İmam Hüseyin (a.s) ve yarenlerini kuşatan Ömer b. Sa’d’dan İmam Hüseyin’e (a.s) karşı daha ciddi bir şekilde mücadele etmesini, yoksa komutanlık görevini Şimr’e devretmesini ister. Ömer b. Sa’d, komutanlık görevini Şimr’e vermez ve kendisi İmam Hüseyin’le (a.s) savaşmak için hazırlıklara başlar. İkindi vakti Yezid ordusunun savaş hazırlıklarını gören İmam Hüseyin (a.s), kardeşi Hz. Abbas’ı (a.s) onlara göndererek “Onların yanına dön; eğer yapabilirsen, onları yarın sabaha kadar ikna et. Bizler de bu geceyi ibadetle geçirelim. Allah ile münacat edelim; niyazda bulunalım ve namaz kılalım. Allah biliyor ki ben namaz kılmayı, kitabını okumayı, dua ve istiğfar etmeyi çok seviyorum.” diye buyurur.
Yine aynı gün Şimr, Hz. Abbas (a.s) ve kardeşleri için amanname (af fermanı) getirir; ancak Hz. Abbas (a.s) ve kardeşleri amannameyi (af fermanı) kabul etmez ve Şimre şöyle cevap verirler: “Allah sana ve amannamene lanet etsin. Acaba bize aman veriyor ama Peygamberin evlatlarını amansız mı bırakıyorsun?!”
Gece vakti olunca İmam Hüseyin (a.s) akraba ve yarenlerini bir araya toplayarak onlara “Ben kendi yarenlerim ve Ehl-i beytimden daha sadık ve vefalı bir kimse bilmiyor ve tanımıyorum! Yarın savaş günüdür ve sizin üzerinizdeki bütün haklarımdan -biatimi üzerinizden kaldırdım- vazgeçiyorum; herkesin gecenin karanlığından yararlanarak kendi yolunu tutması ve buradan uzaklaşmasına izin veriyorum.” diye buyurur.
İmam Hüseyin’in (a.s) konuşması sona erince, İmam’ın (a.s) ashap ve yarenleri birbiri ardınca ayağa kalkarak, sonuna kadar İmam’la (a.s) birlikte olacaklarını; onu her türlü destekleyeceklerini vurgulamakla beraber, biatlarında vefalı ve kararlı olduklarını; biatlarına olan bağlılıkları noktasında açıklamalarda bulunurlar.
Aşura gecesi, İmam Hüseyin (a.s) ve yarenlerinin ilahi dergahta dua ve namaz gecesiydi. Zehhak b. Abdullah Meşriki’den şöyle nakledilmiştir: İmam Hüseyin (a.s) ve yarenleri gecenin bir bölümünü dua, münacat ve istiğfar ile geçirdiler ve onların çadırlarından (durmaksızın) gelen dua, namaz, yakarış ve Kur'an zemzemeleri bal arılarının çıkardığı sesler gibiydi..